- Sen beni mi izliyordun? - Hemde tahmin edebileceğinden çok daha uzun zamandır. Birden ortadan kayboldu. Etrafıma bakındım. Hayır yoktu. Gittiğini umdum ama birden sağımda belirdi. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. Nefesi kulağımı gıdıklıyordu. - Seni izliyorum. Yeniden kayboldu. Sanki benimle oyun oynuyordu. Pis saçma ve tüm duygularımı alt üst eden bir oyun. Sol tarafımda belirdi ve yine aynı şekilde yaklaştı. Korkudan kıpırdamayı bırak nefes almayı unutmuştum. - Seni dinliyorum. Yeniden kaybolmadan önce çarpık bir şekilde gülümsediğini gördüm. Arkamda belirdi. Bu kadar yakın olması beni bir adım geri atmama sebep oldu. Ben geriye adım attıkça o beni köşeye sıkıştırmak için daha büyük adımlar atıyordu. En son sırtım duvara değdiğinde başka bir kaçış yolu kalmadı. Ellerini iki yanıma koydu ve alnını alnıma yasladı. Gülümsedi. Nefesini suratıma üfledikten sonra zarif bir sesle fısıldadı. - Seni hissediyorum. Hiçbir şey söylemiyordum. Sadece susuyordum ve tüm bunların ne anlama geldiğini çözmeye çalışıyordum. Aaron , beni,izliyordu. Düşünmek bile tüylerimi ürpertiyrdu. Peki ne zama izliyordu. Dinlemekten kastı neydi. Hissediyordu. Evet şu anda onu bende hissediyorum.