Onların aşkı bedel istedi.
Su gibi yatağında degildi sevdaları, ılgıt ılgıt akmadı .
Çöl gibiydi, kah yaktı kavurdu.Kah ölümüne dondurdu.
Çığ gibiydi, titreyerek ,kükreyerek yağdı üstlerine, çıkmak istediler,yapmadılar.Bir kez gömülen yeri göğü ayırt edemez olurdu zira.
Kıyamet gibiydi onların aşkı.
Sonun anaforunda el ele tutustular yazgıya inat.
Eski bir şarkının unutulmus sözleriydi dillerinden dökülenler.
Kimse şahit olmadı yangınlarına.
Bahar gibi değildi onların aşkı .
Ilık ılık yüzünüzü okşayan meltemde , iskemlede oturup izleyemezdiniz batan güneşe karşı.
Zor söken safak gibiydi onların efsunu.Bulutlarin ardına gizlenmiş korkak bir güneş gibi.
Ve sonu aniden biten upuzun bir yol gibiydi akıp giden zamana inat.
Layemut, dedi kıza. Ölümsüz
Eser Serseri adlı kitabımın devamı niteliğindedir.Telif hakkı tarafımca saklıdır.
Yayınlanma Tarihi: 1 Ocak 2017
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."