Bahçe kapısını açıp ilerledim. Zile bastım ve bekledim. Kapı açılınca bi kaldım. Kapıyı açan kişi annem ya da babam değildi. Benim yaşlarımda bir çocuk pardon bir taş idi!
" Noldu ufaklık? Hayırdır?" dedi kaba bir şekilde.
"Ha?" dedim o anki şaşkınlıkla.
"Diyorum ki, sen hayırdır,noldu,niye geldin,ne işin var ufaklık?"
"Ay asıl senin ne işin var be benim evimde? Bir de ufaklık diyo ya. Ben ufaklık değilim sen sırıksın, deve!"
Ben böyle motora bağlamışken o kendini gülmemek için zor tutuyordu.
"Emin misin burasının senin evin olduğuna?"
"Evet" dedim. O sırada annem yan evin kapısından bana seslendi.
"Berfu kızım, hadi gelsene." dedi.
O an yerin dibine girmek istedim. Zaten boyum kısa kolay olur.
*******
Bu evini karıştırıp komşusuna atarlanan Berfu'nun hikayesi.
Bu sakar ufaklığa aşık olan Rüzgar'ın hikayesi.
Bu Sırık ve Ufaklığın hikayesi...
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."