Heryer aynı,
Herkes aynı,
Yürüdüğüm bu yol, etrafımdaki ağaçlar, karşımda duran adam bile aynı...
Peki ne istiyordu benden ?
Neden hep aklımda yada hep yanımda..
Aklım almıyordu her üzgün olmam da her ağlamam da bunu nasıl hissediyordu..
Hissedip nasıl bianda karşımda beliriyordu..
Bunları düşünürken uykuma geri döndüm. Artık hiç biryer aynı değildi. Yanımdaki cihazlardan sesler çıkıyordu.
Uyandığımda koluma bağlı bir serum, gögsüme takılan cihazlar duruyordu. Bu gerçek hayat mıydı yoksa yine bir rüya mı ?
Beynim algılayamacak kadar yorgundu..
Gözlerimi tekrardan kapattığımda seslerin hala devam ettiğini hissettim ama bunu düşünemeyecek kadar yorgundu bedenim.
Yine o adam..
Esmer teni, zeytin gözleriyle bana bakıyordu.
Bir adım yaklaştı sonra bir adım daha bir adım daha..
Şimdi yanımdaydı ve beni öpmesine izin verdim.
"Karımla aynı evin içinde, ayrı ayrı yatacaz öyle mi?" üzerime doğru gelen adımlarıyla birlikte arkaya doğru geriledim. Onunla aynı evde bulunduğum yetmezmiş gibi bir de aynı oda da kalacaktık.
"Tamam sen, bu oda da yat ben başka oda da yatarım." diye başka bir öneri sundum, ama bu öneri mi de reddeceğinden adım kadar emindim.
"Önerini reddediyorum. Sikseler de seninle ayrı odalar da kalmayacaz, bu oda da karım'ın yanında kalacam." ciddiyetle verdiği cevaba, ağzım açık kaldı.