'Yağmur damlalarının sahteliğini görüyor musun? O şeffaf tenlerinin altından süzülen, farklı renklere bürünmüş yalanlar ve kinleri, hissediyor musun? Her tenine çarptığında, bu renkler tüylerini dikiyor mu sevgilim? İşte, ben her gün bu şiddeti kullanmak zorunda kalıyorum. Gözyaşlarım, gözlerimden düşmesin diye yüzüme yağmur damlalarını çarptırıyorum. Elimde boş bir bira şişesi, üzerimde sahte siyah deri ceket, altımda da gri bir eşofman. Aslında çok kötüyüm, ama giyinmem ve insanların bakışları benim umurumda değil. Sevmediğim yağmur damlalarını çıkaran bulutların arkasında senin yüzün saklı çünkü, onu görmek için gülümseyerek bakıyorum sana. Belki arkasından yıldızları sayarım diye boş bir umut güderek, bazen ise seni görmek için. Şu an hiçbirine ulaşamadım, bu fazlasıyla canımı yakıyor sevdiğim.'