"Şş.." dedim fısıltıyla.
"Hı" dedi uykulu çıkan sesiyle.
"Ben seni çok seviyorum be koca yürekli adam."
Herzaman ki gibi cevap vermeyeceğini düşünüp kendimi uykunun kollarına bırakacakken bu sefer beni yanıltıp cevap verdi.
"Ah be kadın benim sana olan hislerim bu kelimelerle anlatılamayacak kadar büyük."
Sözleri kalbimin ritmini arttırırken, sağ gözümden usulca bi yaş aktı. Ne güzel sevmişti o öyle... Kışdan sonra gelen yaz gibi.. Şiddetle yağan yağmurdan sonra açan o eşsiz gökkuşağı gibi.
****
Elinden sigarası düşmezdi, konuşmazdı da çok, siyahtan başka bi renk giymezdi de pek, çıkmazdı da o iğrenç kokan bardan sorsan birine kötü çocuk olma eylemleri derdi ama değildi elindeki sigarası içinde patlayan volkanların dumanlarıydı, suskunluğu içindeki savaştandı, içinde ölen aşk kırıntılarının yasını tutardı kendince siyah giyinerek çünkü başka bişey gelmezdi elinden, o bardan çıkmazdı çünkü onun gülüşlerini şahit olan son yerdi o lanet yer kendini o gülüşlere hapsetmek için bedenini hapsetmişti o bara.
*Düzenlendi*
Evden kaçmış, sokakta yaşayan bir hırsız...
Peki bu hırsızın ailesi gerçek ailesi değilde üveyse,
Doğumda karışmışsa...
....
Önümde oturduğu yerde alttan alttan bana bakıyordu.
"Bana niye öyle bakıyorsun?"
"Nasıl bakıyorum?" Gözlerimin içine baktı, yanakları kızardı.
Düşündüm ciddiyetle bir kaç saniye.
"Şey gibi.."
"Ne gibi?" Yanakları daha da kızardı. Utanmıştı ama cevabımı hevesle bekliyordu.
"Enik gibi."
Bir kaç saniye sessizlik oldu.
" Öf Seren ya! Bütün hevesimin içine ettin!" Sinirle ofladı.
Kahkaha attım.
*Kapak Pinterestten alınmıştır.*