Şu ana kadar hiç sevdiğiniz kişi size tokat attı mı? Canınızı bile uğruna vereceğiniz kişi?
Belki size atmamış olabilir ama ben en karanlık günümde, o tokatın acısını yanağımda hissettim. Neden benden bu kadar nefret ediyor?
Hayır. Bu kişi diğer kitaplarda olan, her gün farklı bir kızla yatan kötü çocuk değil.
Tüm kızlardan nefret ediyor. Ama ben... Benden tokat atacak kadar fazla nefret ediyor. Şu ana kadar hiç pes etmedim. Çünkü o kadar çok seviyorum ki... Kelimelere dökemem. O kelimeler bu cümleleri kaldıramazlar. Fakat bana tokat attığı gün... İşte o zaman karanlığımı süsleyen siyahın en derinine gömüldüm. Dıştan gayet mutlu, neşeli ve komik gibi görünsemde içimdeki ben ile dışımdaki ben arasında güneş kadar fark vardı. İçimdeki ben, onun bana tokat attığını hatırladıkça darbeler alıyordu. Sanki kalbime günden güne bir yumru oturuyordu ve ben çöküyordum. Karanlığıma gömüldükçe gömülüyordum.
Artık kaçmam en doğrusuydu. Kalbimin kırıklarını toplamaktan, ona umut vermekten yorulmuştum. Artık sadece ben, kırık ve sevgiye muhtaç kalbim ve New York var.
Artık hayatımda Umut Gölge'ye yer yok. Yani sevdiğim kişi.
Yepyeni bir ben varım. Hayal Siyah.
(2 yıl sonra)
"hayıır "
Diyip Umut'un önüne atlamamla kulağımı silah sesi, kalbimi de bir ağırlık kapladı. Bir ağırlık haricinde acı hissetmiyordum. Gözümden istemsizce yaş düşmesiyle yere yığıldım. Umut kafamı dizlerine yatırmış ve sıkıca sarmış sessizce ağlıyordu.
" gitme Hayal. Yalvarırım. Beni bırakıp gitme "
Bunu bir fısıltı gibi söylemişti. Son sözlerim dudaklarımdan usulca firar etti
" b-bana seni hatırlat "
" hayıır. Gitme. Gidemezsiin"
Son duyduğum Umut'un haykırışlarıydı. Ve gözlerimi sonsuz karanlığa kapadım...
Hayal ve Umut'un hikayesinde ;
Yeri geldiğinde üzülecek, yeri geldiğinde mutlu olacak, yeri geldi
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."