Hiç tanımadığı annesini,babasının ölüm döşeğinde sayıkladığı isimle arayan,gözü kara,kaybedecek bir şeyi kalmamış, babasının tahtına yeni geçen genç bir mafyaydı GENCER KARAN.
İstediği belgelere ulaşacak tüm engelleri yok etmeye,herkese bela olmaya hazırdı.
Hazırlıksız olduğu tek şey,belayla beşik kertmesi yaptığı düşünülen hırsız,
arsız,patavatsız,bela mıknatısı Afitap'ın beladan kaçarken kendini onun arabasında bulması oldu.
Planlar şaştı.
Belalar birbiri ardına gelirken Mafi, gönlünün hırsızı Afi'ye karıştı..
Basit bir hırsızın,kaderin tuhaf cilve anlayışıyla bir anda dünyanın en karanlık tarikatlarından Mortiez Lonca'nın (Ölüm loncası) ininde kendisini bulduğu,
gülmekten nefeslerinizin tıkandığı,bitti dediği yerden her seferinde bir çare bulup kaçabilenlerin hikayesi..
Erkeğin keskin zekalı,kızınsa o keskin zekada bıçağını bileyecek kadar akıllara zarar hallerine kapılıp gideceksiniz!
Bildiğinden şaşmayan,boyun eğmeyen,sivri diliyle güldüren,ilk andan başlayıp sona kadar asla karakterinden ödün vermeyen belatoner AFİTAP !
Ona deli gibi aşık olan "KARAN"lık mafya GENCER!
Ve tüm belalar silsilesinde kimin kime daha bela olduğunu ayırt edemeyeceğiniz olaylar serisi..
AFİTAP&GENCER ---------
Copyright@Tüm telif hakları saklı ve noter onaylıdır.İzinsiz kopyalanması, dağıtılması, çoğaltılması,basılması,içerikte alıntı yapılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır!
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok."
Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır.
Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar.
Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir.
Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir.
Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.