Aynı gökyüzünde güneşimizin farklı olduğu gibi, sevinclerimiz, duygularımız, acılarımız,hüzünlerimiz de farklı. Ve bunların bize kattığı her şey.. Bizi biçimlendiren, var eden, adımızın altına atılan imzadan ibaret olan; Kendimiz'...
Sahi, ne kadar tanıyorsun kendini? Nerede kayboldun, veya asıl nerede kendini buldun? Başkalarını düşünmekten yorulmadım mı artık?
Kendine zaman tanı. Kendin yaşa, kendin yap, kimseyi katmadan... En azından ileride geçmişe dönüp baktığında, 'ben yaptım' dersin. Her şeyi ben kendim yaptım. Hayatına kendin şekil ver, başkaları değil.
İşte şu nokta da ben başlıyorum yeni hikayeme. Var mısın?
"Belki de en güzel an, onun kahverengilerinin mavilerime karışıp, bir bütün olma haliydi. Ben ise bu duruma aşık küçük bir kız misali, hep onu bekledim. Ama o bi türlü bana gelemedi..."
~Yazmaya başladığım bu hikayem, içersinde herhangi bir o bilinen;lanet okul veya lanet olası çocuk gibi kişi ve karakterler bulunmuyor. Eğer ki sizde gerçek duyguların ve aynı samimiyetteki kişilerin bulunduğu bir hikaye istiyorsanız, kitabımı kütüphanenizde bir yer açın...
Sete geç kaldığını haber vermek isteyen başarılı bir oyuncu, yanlış numarayı tuşlar ve hikaye o zaman başlar.
Bu yanlış numara, büyük bir aşkın kıvılcımını ateşler. Daha önce duygularını kullanmayan, acımasız, Rusya'nın en büyük adamı aynı zamanda Mardin'in en büyük aşiretinin oğlu olan adam, bu kıvılcımda tutuşmaya hazırdır.
Mardin'de çekilen dizisi ile ün alan oyuncunun, Mardin'li adam ile aşk yaşadığı yerde Mardin olur.