"Sabahattin Ali boşuna dememiş ; 'Gözlerimden öptü, Ellerimden öptü, ellerimden. Avuç içlerimden öptü. Unutabilir misin şimdi? Ben, ölsem unutamam', diye o adam da benim mezarlığa dönmüş sol yanıma kondurduğu buseleriyle yeniden çiçek açtırdı baharı getirdi söyle şimdi bana sen olsan unutabilir misin? Ben, ölsem unutamam. Görüyorsun işte unutamadığım için her adımım da her hareketim de hatta her nefes alış verişim de o adam var aklımın en dipsiz köşelerinden geçen düşünce o kalbimi böyle çarptıran o bak nasıl da tıkanıyor nefesim nasıl da ağlamamak için kasılıyor bedenim gözyaşlarımı dökmemek için nasıl da sıkıyorum dişimi sesim de gittikçe boğuklaşıyor duyuyorsun iki kulağınla görüyorsun iki gözünle halimi. Biz onunla biziz işte o ve ben değiliz biz çoktan karıştık birbirimize şimdi ne olursun gözünü sevdiğim deme bana bırak onu diye unut onu diye sen gözünü bırakabilir misin bir yere? ya bacağını? ya kolunu? Bırakamazsın değil mi görüyorum gözlerinden hayır cevabını verdiğini o zaman bana da kalbimi bu bedene kan pompalayan bu bedeni yaşatan o kan hücresini o ufak nefesi bırakmamı isteme, söyleme de unut onu bırak onu diye gör halimi anla beni ne olursun.Bilirim bu kadar canımın yanması en çokta senin kanına dokunuyor,kızıyorsun kırılıyorsun ona.Ama kızma ne olursun.Ben bu kaldırıma o adamla ilk adımı attım,sadece bu kaldırıma değil rafa kaldırdığım unuttuğum tozlar içerisinde bıraktığım bu yaşamı da bu hayatı da ben tekrar yaşamaya onunla başladım. Şimdi hiçbir hücreme hayatımın hiçbir noktasına dokunmamış izini bırakmamış gibi onu burada bu kaldırımın ilk adımın da bırakıp gidemem."All Rights Reserved
1 part