"seni seviyorum"
"söz mü?"
"söz."
"Bir kez sarıldım sana, içime çektim kokunu, sildim gözyaşlarını, şimdi hiç bir şey olmamış gibi nasıl yaşanır ki?"
"asıl yalnızlığın sensizlik olduğunu anladığımda bu zamana kadar çok kalabalıkmışım şimdi anladım."
Defne; boşanmış bir ailenin zengin, psikolog olan kızıydı.
Hep kendini yalnız hisseden ve aşkı hiç tatmamış deli dolu bir kız.
En yakın arkadaşı Elif ile kendilerine kurdukları dünyalarında yaşıyorlardı.
Ama bir gece kendisine evlenme teklif ettiği sevgilisini asistanı ile dudak dudağa görene kadar...
O gece bir adamla tanıştı.
Demir...
Ona güven veren ilk ve tek adamla..
Peki Demir genç kadının sandığı gibi fakir bir garson muydu?
Ve bu iki insan birbirine delicesine aşık olursa bütün engeller aşılır ve yalanlar affedilir miydi?
Gerçek aşk ansızın soğuk karlı bir akşam bir sigara dumanında iki gencin içine işlemişti.
Ve geri dönüşü yoktu...
Peki ya iç mimar Elif'in hayatında her şey süregelen bir şekilde mi devam edecekti?
Yoksa çatık kaşlı bir adam gelip bütün korkularını yok mu edecekti?
Ve sürpriz bir çift daha yüzümüzü güldürecek...
NOT:
Merhaba arkadaşlar, içinizi ısıtacak tatlı mı tatlı bir hikaye ile karşınızdayım... bir göz atın ve bir şans verin.
Şehvet ve tutku için aşık olmak mı gerekliydi?Atlas Kuzey bekarlığa veda partisinde hiç sevmediği bir kadına dokunarak aslında şehvet ve tutku için sadece aşkın değil nefretin de yeterli olduğunu öğrenicekti.
Seçil Sezgin'le şehvet , tutku ve nefretin içiçe olduğu bir hayata istemeden de olsa adım atıcak , bağımlısı olucaktı.