Hiç bir insan öylesine girmiyor hayatımıza; kimileri ceza, kimileri bela, kimileri imtihan, kimileri armağan şu küçük yaşantımızda.
Ben armağanıma kavuştum sanarken imtihanların en büyüğünü yaşayıp, cezanın en acımasızını alıp, belanın ta kendisiyle karşı karşıyaymışım aslında. Yaşadığınız koca günlerin yalan dolan üstüne kurulu olduğunu öğrenseniz siz ne yapardınız? Ya da en çok güvendiğiniz insan sizi kimseye güvenmemeniz gerektiğini gösterdiğinde?
Ben mi ne yaptım, kaçtım, gittim. Kimisi korkak dedi, aciz dedi, yazık dedi, ne kadar salakmış dedi. Şimdi ise geri dönüş vakti sürünerek gittiğim yolları dimdik geri dönüyorum şimdi üzülme sırası benden geçti Erim Karahan sıra sende hazır ol...
Bildiğiniz hikayelerini bırakın kötü çocuk, ezik kız hikayelerini unutun bu Lina ve Erim'in yeniden doğuş hikayesi.
"Karımla aynı evin içinde, ayrı ayrı yatacaz öyle mi?" üzerime doğru gelen adımlarıyla birlikte arkaya doğru geriledim. Onunla aynı evde bulunduğum yetmezmiş gibi bir de aynı oda da kalacaktık.
"Tamam sen, bu oda da yat ben başka oda da yatarım." diye başka bir öneri sundum, ama bu öneri mi de reddeceğinden adım kadar emindim.
"Önerini reddediyorum. Sikseler de seninle ayrı odalar da kalmayacaz, bu oda da karım'ın yanında kalacam." ciddiyetle verdiği cevaba, ağzım açık kaldı.