Ağrı'nın eteklerinde bir köy... yazgülü'nün yazgısını biçimlendirmeye çalışan gelenekler, töreler,aile baskısı... bütün bunlarla savaşmaya çalışan on iki yaşında bir kız yazgülü, düşler kuran, iç sesiyle konuşan, umutlarını peşinden gitmeye çalışan... başarabilecek mi dersiniz?
"Hadi aras, götür beni. azgın köpüklerinde yitir beni.sularına karışan bir damla olayın. engellerini, köpüklerini yıkan bir damla... dağlar, ovalar geçeyim. Denizin mavisiyle kucaklaşıp deniz olayım, mavi olayım. Balıklarla balık, yosunlarla yosun olayım. dağların tepesinde kıyıları döveyim. Derin uykudakilerin uykusuna düş, suyuyla kucaklaşan kumların içinde bir küçük taş olayım. Okuduğum kitaplardaki balıklar gibi, enginleri dolaşayım."
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."