Ağrı'nın eteklerinde bir köy... yazgülü'nün yazgısını biçimlendirmeye çalışan gelenekler, töreler,aile baskısı... bütün bunlarla savaşmaya çalışan on iki yaşında bir kız yazgülü, düşler kuran, iç sesiyle konuşan, umutlarını peşinden gitmeye çalışan... başarabilecek mi dersiniz?
"Hadi aras, götür beni. azgın köpüklerinde yitir beni.sularına karışan bir damla olayın. engellerini, köpüklerini yıkan bir damla... dağlar, ovalar geçeyim. Denizin mavisiyle kucaklaşıp deniz olayım, mavi olayım. Balıklarla balık, yosunlarla yosun olayım. dağların tepesinde kıyıları döveyim. Derin uykudakilerin uykusuna düş, suyuyla kucaklaşan kumların içinde bir küçük taş olayım. Okuduğum kitaplardaki balıklar gibi, enginleri dolaşayım."
Doğum gününde terk edilen Meyra Akay, kısa süre sonra hamile olduğunu öğrenir. Bebeğinin babasının ona destek olmayacağından emin olan Meyra'ya umut hiç beklemediği yerden doğar. Aynı hastanede çalıştığı ve sürekli didiştiği doktor Yaman Yürekli, yıllardır aşık olduğu kadının en büyük destekçisi olur.
Bu süreçte yaptıkları anlaşmalar ikisinin arasında kalsa da bazı anlaşmaların altında kalbi karıştıran bir gerçek yatar.'