OH MY GOD
  • Reads 1,087
  • Votes 123
  • Parts 9
  • Reads 1,087
  • Votes 123
  • Parts 9
Ongoing, First published Jan 18, 2017
hikayeden alıntı;
-"Şimdi düşündümde şükür gerekli be kardeşim bak bak bak şuna bak sen kendini ne zannediyorsun be hödük "

"Banamı dedin." 

'of aman tanrım didim. Bu ne be bingölün çılgın eşekleri tak abicim geri kaskını bişey demedim valla ha bu arada burun  lensmi ?

' içimdekilere aldanmıycam tabiki... ;)

-"evet sana dedim etrafta başka hödük varmı."
-"git işine kızım belanı benden bulma"

-"yok ya hem sıçrat suları üzerime üzerime hemde git işine de kurtul yok ya" 

'şuna bak ya zengin bişeyede benziyor. kesin şımarık nonoşun tekidir. zengin mengin ama taş ha. şşst içimdeki miracan valla yersin zümzüğü ona göre kendine gel.'

-" benmi dedim kızım yolun ortasından yürü diye. sen salaksan benim suçum ne yağmur yağmış her tarafı su götürüyor her tarafta kafam kadar birikinti var. napim sırf sen ıslanma diye motorla üstündenmi atlıyım. " 

of anam lan safiye teyze bunun yanında halt etmiş.ama sen dur beni ısltmanı yanına bırakıcağımımı zannetin hahay çok beklersin. 
elimi çantama atığım gibi az önce marketten aldığım meyve suyunu çıkardım. paketi açtığım gibi suratına sıktım. al sana pis daş ötesi meteor. dedim tabi içimden :) çocuğu resmen suladım ha biyeri yeşerecekmi diye bakmadım değil.

-"oh my god"dedim. o gözünden çıkan ateşmi. lan ne pis baktı öyle Bu beni yer lan topukla miracan topukla.
All Rights Reserved
Sign up to add OH MY GOD to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
Edebiyatsal İşler || •Öğretmen by sakaryalideli
52 parts Complete
Tamamlandı. Edebiyat dediğin şey, insanları hayal dünyasına sürüklemekten başka ne işe yarar ki? Hayır, oturup "Bu adam neden kırmızı perdeleri tasvir etmiş?" diye düşünmek yerine perdeleri açar, dışarıya bakarsın, işte çözüm bu kadar basit! Yok Şiirlermiş yok romanlarmış. Bir de ortamlarda "Dostoyevski okudum" diye hava atanlar var amınakoyayım ben onların! Dostoyevski sana elektrik faturanı mı ödedi, yoksa marketten indirim kuponu mu yolladı? Yok, efendim "ruhun gıdası"ymış. Ruh, çorba mı ki gıdaya ihtiyaç duysun salağa bak! Aç bir belgesel izle, hem öğrenir hem vakit geçirirsin. Ama yok, illa kitap okuyacağız. Siz okuyun abi ben okumayacavim Ben sinirli sinirli söylenirken Hazan kaşlarını arşa kadar kaldırmış bir hale "Ahu sus" diyordu. "Ne suscam abi ya bak şimdi dinle bi bana hak vereceksiniz!" Hazan sinirle "SUS GERİZKALİ YETER SABAHTAN BERİ SÖYLENİYORSUN-" derken lafını kestim. "Edebiyat dersinin amacı nedir? Cidden, bunu biri açıklayabilir mi? Bir de "Bu yazar burada ne demek istemiş?" diye soruyorlar ya o zmab onları öldüresim geliyor!" "Ahu-" "Abi dur bir! Ben nereden bileyim, yazarla kahvaltıya mı çıktım? Belki adam sadece mavi gökyüzünü seviyor, sen kalkıp "Burada özgürlüğe bir gönderme var" diyorsun. Sanki yazar miting yapıp "Özgürlük nedir?" diye sormuş. Bir de metin analizleri yok mu? "Bu cümleyle halkın acılarına değinmiş." Hayır, adam o cümleyi yazarken sadece kahvesini dökmüş olabilir, bu kadar derine inmeye gerek yok! Finalde de "Şair burada ne hissetmiş?" diye sorarlar-" "AHU OĞUZ HOCA ARKANDA SUS ARTIK!" Bir anda lal oldum. Sessizce bana bakıyordu gözlerinde saf bir sinir ve öfke vardı. Hoca kollarını göğsünde birleştirmis bir halde kaşlarını çattı ve "Ka'rı pür-sükûn ve mütevahhşi bir kız." diyerek onu takip etmem için elini salladı.
AİDİYET - ADEN & DEVRİM by RuyamG
30 parts Ongoing
''Yıllardır beni görmeni bekliyorum.'' Bir eli çıplak sırtımdayken diğer eli bacağımı okşuyordu. Sıcak nefesi dudaklarıma vururken ifadesiz kalmak benim için çok zordu. İçimden yükselen duygularla ona teslim olmak istiyordum. ''Her zaman bir adım arkandaydım. Sadece bir kere... kafanı çevirseydin beni görürdün, Aden.'' Sesindeki muhtaçlık ona hiç yakışmıyordu. Herkes onun gücünden ve ne kadar yenilmez olduğundan bahsederken onun tek istediği bendim. Hem de yıllardır... Hislerini bilmediğimi ve onu görmediğimi düşünüyordu. Ne kadar yanıldığını ah bir bilse! ''Kokunu özledim.'' Kafası boynuma sokulurken bedenim istemsiz olarak titredi. Ben... daha önce bu hislerle hiç kuşatılmamıştım. Bedenim benden bağımsız hareket ediyordu. ''Devrim...'' Anında işaret parmağıyla dudaklarımın üzerini örttü. ''Şhhh,'' ''Bugün benim sıram, Aden Özkan.'' Hem aklımı başımdan alıyor hem de konuşmama izin vermiyordu. ''Seni her gördüğümde yapmak istediğim ilk şey buydu.'' Sırtımdaki elini sıkılaştırırken bacağımdaki elini daireler çizerek belime çıkardı. ''Seni böyle kollarımın arasında sarmak istiyordum.'' Fısıldayarak, ''Sonsuza kadar.'' dedi. ''Devrim, ben...'' ''Bir kez daha sözümü kesersen Aden, seni susturma yöntemim dudaklarım olacak.'' Ne!? Şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Kollarının sıcaklığıyla mayışan bedenim gerginleşti. ''Buna daha fazla dayanamıyorum. Sensizlik... beni mahvediyor.'' Sözleriyle darmadağın olmuş bir haldeydim. Onun olmak istiyordum. Bunu yapamazdım çünkü bizim ailelerimiz düşmandı! Devrim ne düşündüğümü anlamış olacak ki, ''Siktiğimin düşmanlığı umurumda bile değil, Aden.'' dedi. Oturduğum masaya heybetli bedeniyle yaklaştı. ''Ben Devrim Soypak, seni kendime alacağım.'' ''Öyle ya da böyle!'' ''Hazırlan Aden, çok yakında gelinim olacaksın.''
İNFAZ hapishanesi  by LorcanTB
36 parts Ongoing
İnfaz hapishanesi. Dünyaca meşhur, insanların kısaca dilinde ölüm hapishanesi. Bu hapishaneye giren hiç kimse yaşayarak çıkmamıştı çünkü burası ölümün gerçekleştiği insanların, daha doğrusu suçluların infaz olunduğu hapishaneydi. Lavinia ise tesadüfen sadece kaza nedeni ile olan bir cinayet suçundan, bu hapishaneye yani bu korkunç ölüm hapishanesine düşmüştü. Yaraladığı gencin ailesi zengin ve güçlü olduğu için onun infaz edilmesini istediklerinde kolayca onu bu hapishaneye yollamışlardı. Şimdi ise Lavinia'nın kalan son yıllarını burada ölümü bekleyerek geçirmesi gerekiyordu. Ancak işler beklenmediği anda değişir... Lavinia'dan.. Testi yapıp beklemeye başladım. Bir kaç dakika sonra korkarak teste baktım. "Siktir". Dilimden çıkan küfüre engel olamadım. Çünkü... "Ay ne oldu giriyorum bak" kapı dan diye açılınca yerimden sıçradım. Cavidan'dı. Elim titreyerek testi ona çevirdim. Çift çizgi... Ben hamileydim... Deli gibi atan kalbim, korku, endişe bir sürü duyguyu aynı anda yaşıyordum şu an... Ben ne yapacaktım şimdi.... .................................................................................. Peki ya Lavinia'nın hayatına İnfaz hapishanesinde her kesin korkulu rüyası olan bir adam girerse? Ve bir anda tüm hayatı o, korkunç adamla birlikte değişirse... ************************************ Tehlikeli aynı zamanda heyecan verici bir aşk hikayesine hoş geldiniz.💖 Nefesinizi kesecek bir hikaye. Başlangıç tarihi ~04.04.2024~ On sekiz yaş ve üzeri için bir hikaye. #aşk #heyecan #18+ #korku #bebek #koruyucu
You may also like
Slide 1 of 10
Edebiyatsal İşler || •Öğretmen cover
KOMİSERİM (Abimin Arkadaşı) +18 cover
EKSTREM cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover
AİDİYET - ADEN & DEVRİM cover
KADERİN ÇİZDİĞİ YOL  cover
Mafya                                     ( birinci kitap) cover
İNFAZ hapishanesi  cover
NE MÜNASEBET - Yarı texting cover
orenda +21 cover

Edebiyatsal İşler || •Öğretmen

52 parts Complete

Tamamlandı. Edebiyat dediğin şey, insanları hayal dünyasına sürüklemekten başka ne işe yarar ki? Hayır, oturup "Bu adam neden kırmızı perdeleri tasvir etmiş?" diye düşünmek yerine perdeleri açar, dışarıya bakarsın, işte çözüm bu kadar basit! Yok Şiirlermiş yok romanlarmış. Bir de ortamlarda "Dostoyevski okudum" diye hava atanlar var amınakoyayım ben onların! Dostoyevski sana elektrik faturanı mı ödedi, yoksa marketten indirim kuponu mu yolladı? Yok, efendim "ruhun gıdası"ymış. Ruh, çorba mı ki gıdaya ihtiyaç duysun salağa bak! Aç bir belgesel izle, hem öğrenir hem vakit geçirirsin. Ama yok, illa kitap okuyacağız. Siz okuyun abi ben okumayacavim Ben sinirli sinirli söylenirken Hazan kaşlarını arşa kadar kaldırmış bir hale "Ahu sus" diyordu. "Ne suscam abi ya bak şimdi dinle bi bana hak vereceksiniz!" Hazan sinirle "SUS GERİZKALİ YETER SABAHTAN BERİ SÖYLENİYORSUN-" derken lafını kestim. "Edebiyat dersinin amacı nedir? Cidden, bunu biri açıklayabilir mi? Bir de "Bu yazar burada ne demek istemiş?" diye soruyorlar ya o zmab onları öldüresim geliyor!" "Ahu-" "Abi dur bir! Ben nereden bileyim, yazarla kahvaltıya mı çıktım? Belki adam sadece mavi gökyüzünü seviyor, sen kalkıp "Burada özgürlüğe bir gönderme var" diyorsun. Sanki yazar miting yapıp "Özgürlük nedir?" diye sormuş. Bir de metin analizleri yok mu? "Bu cümleyle halkın acılarına değinmiş." Hayır, adam o cümleyi yazarken sadece kahvesini dökmüş olabilir, bu kadar derine inmeye gerek yok! Finalde de "Şair burada ne hissetmiş?" diye sorarlar-" "AHU OĞUZ HOCA ARKANDA SUS ARTIK!" Bir anda lal oldum. Sessizce bana bakıyordu gözlerinde saf bir sinir ve öfke vardı. Hoca kollarını göğsünde birleştirmis bir halde kaşlarını çattı ve "Ka'rı pür-sükûn ve mütevahhşi bir kız." diyerek onu takip etmem için elini salladı.