Yanağıma inen sert tokatla bedenim tozlu zemine düşmüştü.Sıkıca kapattığım dudaklarım hıçkırmamı engelliyor,zehrimi içime akıtmamı sağlıyordu.O kadar dayak yememe rağmen ağlamamayı öğrenememiştim.Alışırdım öyle değil mi? Burnumdan akan zifiri kanın kokusu artık tanıdık geliyordu.Ölüm kokuyordu sanki.Dudaklarımın ortasından boynuma oradan da ruhuma doğru yol aldı sessizce...acele etmeden.Kimse bilmedi her gün öldüğümü,kimse fark etmedi ruhumdaki kırıkları,bedenimdeki eksikleri,bakışlarımdaki donukluğu. Gözlerimi kapattım yavaşça,tozlu zemin yastık olmuştu artık bana.Kastığım bedenimi gevşettim,daha fazla acı çekemezdim zaten.Ağrıyacak yerim kalmamıştı ruhumda.Bedenim ağrısa sorun olmazdı galiba. Bir süre ses gelmeyince gözlerimi açtım.Tam karşımda diz çökmüş resmimi çekmeye çalışıyordu.Çıkan ses alışık geliyordu kulağıma.Gözlerimi kapatmıyorum artık. BİR KIZ HER GÜN ÖLEBİLİR Mİ?