İnsanı öldüren nedir? Bir ömür çektiği acılar mı? Zaman mı? Sadece kendi düşünceleri mi? Yoksa fazla bilmenin verdiği korku mu? Evet, o korku insanı içten içe öldürür hiçbir iyi niyet takınmaksızın. Geleceği bilmeyi ister mi insan? Geleceği bilseydi biter miydi tüm acıları yüreğin? Yoksa yaşadıklarının sonunu bilmenin verdiği rahatlıktan hiç ilerleyemez miydi insanlık? İsterdi geleceği bilmek insan ama sonuçlarını düşündü mü acaba... Peki eğer 17 yıllık ömrünün tamamını bir hiç için çar çur ettiğini bir anda görseydi insan? Sadece dört yılının olduğunu geleceğin icadı olarak düşündüğü şey tarafından öğrenseydi? O zaman ne düşünürdü? Ne yapardı? Kimi öldürürdü? Diğerlerine anlatır mıydı? Yoksa herkesin deliymişçesine bakışlarından kaçmak için saklar mıydı gerçekleri? Kendini yok mu ederdi tüm bu karmaşanın arasında? Anlar mıydı yoksa tüm yürekleri birer birer? Seyirci mi kalırdı tüm yaşananlara? Tüm olanlara karşın ferah mı tutardı yüreğini, aklını, fikrini? Sonrasında kaybolup gider miydi yazdıkları, değerleri gözedilmeksizin? Sahip çıkar mıydı biri Zaman'a? Yoksa tüm vahşilikleri bir kenara atamaz mıydı yürek? Zaman anlatsa anlar mı pür dikkat kesilen bir ölümlü? Yoksa anlatırken çıkardığı ses dalgaları Zaman'ın, yankı mı yapar düşler ülkesinin zırhlı duvarlarında? Ah, benim değerlim, birtanem... Kim isterdi böyle olmasını? Sen ki geleceği gören Ademoğlu, gerçekleri niçin sakladın tüm sınırlanmış zihinlerden?All Rights Reserved
1 part