Bildiğiniz tüm klişeleri toplayıp çöpe fırlatın.
Burda ne klişe aşkları bulacaksınız ne de tesadüfleri.
Burda genç liseli aşıklar yok..
Psikopat oğlanın, saf ve masum bir kızdan etkilenmesi gibi bir durum da yok..
Ne belalı mafya babaları, ne de zengin kız, fakir oğlan masalı da yok.
Ee ne var o zaman burda?
Gerçek aşk var mesela..
Gerçek yaşanmış hayat hikayesi var..
Ya da hayal ürünü olan bir hikaye..
'Tesadüf' kılıfında gizlenmiş, planlı olaylar var.
Her şey genç bir adamın, bir günlük bulmasıyla başlar.
Ya da...günlük onu bulmuştur, kim bile bilir?
Bir günlük sayesinde gerçek aşkını bulur genç adam..
Ve o gün geldiğinde, zifiri karanlık
gecesine ay doğar.. ya da kalbine..
'Çok isterdim günlük, beni tanımasa bile, öldüğümde cenazeme katılmasını, gerçekte bana sarılmasa da, en azından tabutumu omuzlarında taşımasını isterdim. Duyduğuma göre, ölen insanların üzerine toprağı ilk en sevdikleri atarmış. Benim de üzerime toprağımı o atsın istiyorum. Çok mu şey istiyorum, ama ben onu çok seviyorum. Beni tanımasa da, bilmese de ben onu çok seviyorum..'
Kanser hastası olan bir kız; Eylül..
Geceden de karanlık bir ruha sahip genç bir adam; Ahmet..
Bu ikisinin yolları bir gün kesişecek mi?
Tüm hakları Eylül'ün günlüğünde saklıdır!
Not;
"SİYAH UMUDUMUZ OLSUN..."