Bozuk Kaygılar
  • Reads 817
  • Votes 18
  • Parts 3
  • Reads 817
  • Votes 18
  • Parts 3
Ongoing, First published Jan 25, 2017
Uykusuzluktan zar zor zapt edebildiği göz kapakları hafif kısık bir şekilde önünde titreşen mumlar ile buluştu. Titreyen mumların, zifiri karanlıkta aydınlattığı pasta ve onun yüzü. Gözleri gidip gelirken ölüm sessizliğine eşlik eden yelkovanın sesi. Saat gece yarısını bir hayli geçmişti. Kafasını dikleştirdi, usulca, pastaya doğru adım attı. Önünde durduğunda bir süre karşısında ki kadını izledi. Histerik, çarpık bir gülümseme belirdi yüzünde. Hafif ışığın içinde parlayan, bir tek ona bakan gözlere baktı: her baktığında içinde kaybolduğu o gözlerde ruhunu çeken bir şeyler hissetti: bir korku, yalvarış ve acıma. Aldığı her nefesle bedeni ağırlaşırken, cebinde ki sigara paketini çıkartıp, bir dal sigarayı dudaklarına yerleştirdi. Muma üfler gibi eğilip, sigarasını, doğum günü pastasının soğuktan titriyormuş gibi yanan mumuna yaklaştırdı. Sigarasından içine derin bir nefes çekerken doğruldu, ve dumanını serbest bıraktı. Her şey gitmişti ama acı hala içinde ilk zamanlarda ki haliyle duruyor, kendini harladığı zaman dayanılmaz acı, ruhunu kavuruyordu. Onun yüzü... Onun yüzü dumanların arasında süzülürken arkasını döndü ve gitti.
*****
Munchausen sendromu olan bir anneyle büyümüş genç kız ve baba etkeniyle hayatı kararmış genç bir adam... Birbirlerine ya merhem olacaklardı ya da birlikte öleceklerdi... Ama her iki ihtimalde de birlikte olmak zorundaydılar. A ve Z gibi, tüm alfabeyi aşıp bir araya gelmeye çalışacaklardı.
All Rights Reserved
Sign up to add Bozuk Kaygılar to your library and receive updates
or
#672psikoloji
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
29 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
SARKAÇ cover
Fındık Tarlası cover
DİLVAN (Kitap oluyor)  cover
Kara Gül  cover
Zorba'nın Özel Asistan'ı  cover
GECENİN İZİ cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Kocamın Patronu cover
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
BUZ DAĞI (Gay) cover

SARKAÇ

14 parts Ongoing Mature

"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına sokulur." Saka ve Sanrı'da tanıdığımız Gurur ve Farah'ın hikayesi. SVS'den bağımsız bir kurgu olduğu için Sarkaç'a başlamak için önce Saka ve Sanrı'yı okumanıza gerek yoktur.