Çocuk muydum? Belki biraz. Bu beni kötü mü yapardı? Hayır, hiç sanmıyorum. Olgunluk gereken yerde olmalıydı, bugünlerde herkesin üstünde taşıdığı şekilde değil. Çünkü olgun olduğunu iddia eden insanlar bir avuç özentiden ibaretti. Saf mıydım? Belki biraz. Bu beni tehlikeye sokar mıydı? Evet, bazen. Ama bu kötü bir şey değildi. Ben insanlara güvenmeyi seviyordum. Sonunda kalbimi kırıyorlardı, güvenimi hiçe çıkarıyorlardı kabul, ama ben güvenmeyi seviyordum. Güvenmediğin bir insana samimi olamazsın. Etrafına duvarlar ören insanlar güçlü olduklarını, hiçbir şeyin onları yıkamayacağını sanıyorlar. Yanılıyorlar. Ben sıradan bir kızdım. Ne herhangi bir yetenek üzerinde kendimi geliştirmiş ve parlamıştım ne de aşırı zekiydim. Çalışkandım, sorumluluklarımı bilirdim. Kendimi tanır, az olanla yetinirdim. Bazen Polyanna'nın pembe gözlüklerini ödünç alır öyle bakardım dünyaya. Benim dünyam bana her zaman yeterli gelmişti. Mutluydum, elimdekiler bana yeterdi. Yanıldığımı ise dört mevsim ardında anlamıştım. Elimdekileri doğru seçememiş, yanlış insanlara güvenmiştim. Çocuk gibi davranmak yerine olgun olacağım noktayı şaşırmıştım. Pembe gözlükleri kırmış, agresif olmuştum. Dört mevsimde arkadaş dümeninin beni nasıl farklı yöne sürüklediğini anladım. Şimdi ise hayatı yaşayanlardanım. Hala eskisi gibiyim aslında, ama her birinden azaltmıştım. Daha az çocuk, daha az saf, daha az arkadaş. Ve içinde olduğum gerçek dünyaya çıplak gözle bakmak... Bu iyi olandı. Doğru olan ve mutlu eden...
21 parts