İHANET
  • Reads 499
  • Votes 9
  • Parts 5
  • Reads 499
  • Votes 9
  • Parts 5
Ongoing, First published Jan 27, 2017
Mustafa taşrada görev yapan bir sağlık personeliydi. Gönlünü ise kendisi gibi bir sağlıkçıya kaptırmıştı. Zeynep'e kavuşmak için aşması gereken yasa ve mevzuatlar bulunuyordu
Şoför Abdullah ise Mustafa'nın iş arkadaşı olup aynı kurumda aynı idareye karşı savaşıyordu.
 Bir gün Mustafa telefonda şoför Abdullah'a intihar edeceğini ve böylece geride bırakacağı mektupla tüm düşmanlarını yargılatarak hapse attıracağını anlatır.
Plandan haberdar olan yalnız şoför değildir. 
Artık sıradan bir intihar numarası, numara olmaktan çıkacak ve üçüncü bir kişi Mustafa'nın evine giderek sağlıkçının yazmış olduğu intihar mektubunu değiştirerek planı altüst edecektir. 
Ezel Hanım göreve yeni atanan bir haftalık savcıdır. Bir gece telefonu çalar ve bir sağlık personelinin evinde baygın bir şekilde bulunduğunun haberini alır. 
Savcı Ezel bir yandan olayı çözmeye çalışırken bir yandan da kendisine alelacele evlilik teklifinde bulunan Savcı Deniz Bey'i bazı şüpheler üzerine araştırmak zorunda kalacaktır. Ezel Hanım öğrendikleri karşısında işiyle eşi arasında tercih yapmak zorunda kalacaktır.

Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanılarak kaleme alınan roman,  Mustafa'nın günlükleri aracılığıyla okurla buluşacak ve yaşamdan ölüme uzanan sisli yolda yasaları kendilerine siper edinmiş zorbaların dünyasına bu vesileyle kapı aralayacaktır.
GÖZLERİN
Ezelden kalmaya yemin mi ettin
Oturmuş yüreğe çıkmaz sözlerin
Hatıra köle mi yapmaya geldin
Kahveyi fincanda sunan gözlerin

Hüzün dalga olmuş zülfünde durur
Nedensiz çarptıkça gönlüme vurur
Kırsan da üzsen de bırakmaz gurur
Nemlenip bendimde akan gözlerin

Hayat hengamesi elbet geriyor
Saçımın karası ahla eriyor
Ben bittim der iken hayali yetiyor
Geceme nur olup doğan gözlerin

Hazan gazelleri gözün andırır
Uçtukça yer eder yaram azdırır
Kazmasız küreksiz mezar kazdırır
Must
All Rights Reserved
Sign up to add İHANET to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
SAKA VE SANRI by Maral_Atmc6
56 parts Ongoing
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
GECENİN İZİ by hisssizyazar
35 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
SAKA VE SANRI cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
İMDADIM cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
Kara Gül  cover
GECENİN İZİ cover
SARRAF cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Lavin cover

AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18)

58 parts Ongoing

Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız. O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi. ⏳ "Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça. "Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."