"Bazı yaralar sâdıktır yarınlara..."
Kaybedenlere yazıldı bu kitap, yarım kalanlara, eksik bırakılanlara, düşenlere, düşürülenlere, düşleri kırılan ama içinde bi'yerlerde hâlâ o deli çocuğu yaşatanlara; ve ölüme, koyu bir sitem gibi, en çok ölümlere yazıldı...
Mertçe kurulan hayallerin, kalleşçe yıkıldığı şu iflah olmaz dünyada, hayattan yediği tokatlara 'bir çift lafı' olanlara, titreyenlere, silkinenlere ve gülüşlerin, umutların, mutlulukların sinesine oturan o mugayir yıkımlara itirazı olanlara, bir seda, bir aşina, bir vefa olarak yazıldı...
Alacaklarından vazgeçmedikçe hayat, vereceklerinden geri durmayacak Ali.
Bir başucu kitabı olamayabilirim size ama yüreğinizin ucuna iliştirirseniz beni...
- M. Ali Narin -
** TARİHİ KURGU DEĞİL CANLAR.
GİRİŞ BÖLÜMÜ 1960'LARDAN BİR KESİT SADECE.
BUNUN NEDENİNİ KİTABIN ORTALARINDA GÖRECEKSİNİZ.
GİRİŞ BÖLÜMÜ SONRASI 2012 YILINDAN, HİKÂYENİN YAZILDIĞI YILDAN DEVAM EDİYOR.**
18 Şubat 1961 gecesi ayrı düşen aşıkların yüreklerinin en derin, el değmemiş köşesinde yanmaya devam etse de küllenen aşkları, iki nesil sonra tesadüfler bir başka çifti buluşturur.
Tarih 2010ları gösterirken mesafelere rağmen tıpkı iki nesil öncesindeki gibi tarifsiz bir aşkla ama bambaşka hayatlarla kesişir iki gencin yolları...
Geçmişin gölgesinde birleşen Lena ve Lucas için, tarih tekrar mı edecek yoksa onlar geçmişi ve geleceği her şeye rağmen birbirlerine tutunarak günümüzde yeniden şekillendirmeyi başarabilirler mi?