Kalemime baktım; uzun süre tükenmiyor, bitmiyor.
Kağıdım yıpranmıştı çoktan.
Bir sonbahar sefası yakışırdı, mısralarımız daha güneşe doymamışken.
Sararan bir yaprak kalemime işlendi.
Bir kozalak uzandı dalından: Bıkmış, ayaklarıma siper olmuş.
Bir canlı vardı. Yaşıyordu. Oradaydı uzakta.
Çalışmaya mahkum, usanmamış karıncalar boy gösterdi.
Sonra o çıktı karşıma, azrailim.
Gözümden bir damla yaş süzüldü. Öyle acı, öyle manzun ki ;aktıkça içimi söküyor, bağırdıkça kalbim yanıyor.
Bir mendil çıkardım. İki kaş, iki göz çizdim.
Şimdi yağmurun altında birlikte ağlıyorduk.
Gözlerimizi birleştirdim. İşte ; değiştik, bütünleştik.
Ayağa kalktım, bir su birikintisine gözüm takıldı. Yavaş adımlarla ilerledim. Durdum.
Yabancı bir manzara saklanmıştı ardına. Balzamin 'di.
Ve şimdi bir damla kan akıyor gözlerimizden. Siyah kan...
Konu:
Bir hemşire işine yine her zamanki gibi geç kalır ve patronu onu işten kovar, hemşirenin Nehir diye bir arkadaşı vardır ve ona iş ilanı verebileceğini söyler. Hemşire eve geri döndüğünde akşama kadar iş arar fakat bulamaz, bu yüzden de arkadaşı Nehirin dediği gibi iş ilanı verir...
İşte her şey o ilana cevap geldikten sonra başlar.