"Seninle bir oyun oynayacağız, iki sevgili gibi."
Ay gökyüzünde asırlar öncesi asılmış kandil. Yaşanmış ne varsa hepsine tanık. Geceler desen öyle dilsiz, öyle ağzı sıkı tanıkları günahların. Bir yanı yakılmış, bir yanı yeni hayatlara gebe çınarın. Gözlerimin alabildiği ne varsa hayata dair. Avuçlarıma ne kadar su tutunursa yağmursuz gecelerde? İşte sevdiğimin kanıtıdır o gece.
Kalk deli diyar, kalk silkele eteğindeki taşları. Sen elimde ben elinde gidelim buralardan. Çok uzaklara kimsenin gözü harama bakmamış, kirli ellerini değdirmemiş cennet kokulu bir hayata. İki aşka tutsak kalp, biri âşık diğeri dilenci. Biri ister aşkı en yükseklerde yaşamak. Diğeri sevgisini merhameti ile saklamak. Aşk'a dair varsa yaşanılacak bir kaç kırıntı. Oda kalmışsa geçmişte bulunulacak. Şimdi ben gidiyorum sessizce bu diyardan, sen otur ve devam et sevmeye kaldığın yerden.
Umutsuz yaşamak kadar kötüydü AŞK'sız yaşamak.
Unutma ellerinden tutan sancılı bir AŞK. Kıyıya vurmuş acılı bir yürek. Biri acılarıyla gözünden akan yaşla boğulur. Diğeri kalbini delen ardı ardına söylenen acı sözlerle.
***
Yazar olmak hayaliyle yola çıkan Kenan, ilk denemesinde uğradığı hüsranı bir türlü üzerinden atamaz ama bu hüsran onu bambaşka bir yere sürükler. Yazmak ve yazar olmak arasındaki ince çizgiyi fark eden Kenan, kendini inanılmaz bir yolculuğun içinde bulur. Issız bir yerde kiraladığı ahşap evde sil baştan başlamak için detaylı bir program yapar. Yazarlığın olmazsa olmaz unsurlarını artık anlamıştır. Bu sadece yetenek ile olacak şey değildir. Gözlem, hayal gücü gerçeklik, mekân analizi, karakter seçimi gibi unsurları bir araya getirmek hiç kolay olmayacaktır.
Kenan, kitabı yazarken kendini bir aşk oyununun içinde bulur ve yaşadıklarını yazmaya başlar. Aşk, tutku ve intikam içinde geçen bu hikâyede ise av ve avcının kim oldu
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."