Aslında bakarsan benim sana vereceğim pek bir şey yok
*Lays var yersen
*Pepsi var içersen
*Çekirdek var çitlersen
*Ben var seversen
"Seni sevmek kadar zor birşey yok Ediz"
"Bende beni sevmeni sana zorunlu kılıyorum "
***
Yanlış kişilerin kaçırılması yanlış hayatı yaşattı bize
***
"SENİ SEVİYORUM "
On üç harfden ,iki kelimeden oluşan bu sözcükler ne kadar zor gelebilir bir insana dile getirmek.EDİZ ve SİMA için dikenli yolda yürümek kadar zordur bu kelimeyi ,değer verdiği kişiye söylemeyek
SİMA GÜLÜMSER
17 yasinda olmasına rağmen çok asil hareketler sergileyen
,asabi,lafı anında çarpıtan sürekli çatık kaşlı.Ciddi bir yapıya sahip olupta kendine yakın hisettiği- annesin den başka kimsesi olmayan- ,,insanlara karşı samimiyete bulunmayan, güzelliğîyle ilgi çeken bir kişiliğe sahip
"Ediz KARAN "
19yaşında Sima ile aynı karekterlere sahip olup ,yakışıklığla ilgi çeken ,parasını konuşturan. Genç biri
"Soyun!"
"Ne?"
Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster."
Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı.
"Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum.
Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı.
"Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı.
İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum.
Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı.
"Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu.
Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk.
"Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz."
Burada neler olduğunu anlamıyorum.
Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim."
Burada gözlük takan sadece bendim.