Adin New York'ta ailesiyle yaşayan 17 yaşında bir kız çocuğuydu. Okuduğu okul eski zamanlardan kalma boş bir akıl hastanesinin hemen yan tarafındaydı. Akıl hastanesinin dışarıdan ürkütücü bir görünümü vardı. Adin'in yaşına göre biraz olgun göründüğünü herkes belirtirdi. Aslında bu özelliğini seviyordu. Nedenini kimse anlamıyordu, galiba bu onun sırrıydı. Adin 14 Kasım günü okul için her zamanki saatte evden yola çıkmıştı. Ama bugün onun için daha önemli ve özeldi. Çünkü; bugün aynı zamanda onun doğum günüydü. Adin okula vardı. Kızlar tarafından çok sevilen bazen de kıskanılan birisiydi. Sınıfa girdiğinde derin bir sessizlikle herkes onu süzerdi. Ön sıradan bir ses geldi. - Adin'in gözündeki korkuyu fark ettin mi ? Sanki bir şeylerden korkmuş gibi. - Evet fark ettim acaba ne oldu. Adin yüksek bir sesle ''Ne olduysa oldu bu sizi hiç ilgilendirmiyor!'' diye çıkışınca herkes sustu. Adin'in gözlerinden, bakışından ve uzun süre bir yere odaklanarak bakışından bir şeylerden korktuğu açıkça anlaşılıyordu. Dersin bitimiyle herkes evine dağıldı. Adin'in ailesi onun için evde bir sürpriz hazırlamış Adin'i bekliyordu. Eve dönme saatini 2 buçuk saat geçmişti fakat Adin hala eve dönmemişti. Babası Adin'i bulmak için yola koyuldu. Ana yola çıkacakken hırpalanmış halde gördüğü kızını koşarak kucaklayıp evine götürdü. Adin o günden sonra hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlamıştı. Ne kadar anlamış olsa da hala kendisi için önerilenleri değil ondan ısrarla uzak tutulanları tercih etmeye devam ediyordu. Onun aklında şöyle bir düşünce yapısı oluşmuştu; Her iyinin altında bir kötü, her kötünün altında ise bir iyi barınır. GELİN ADİN'E NE OLDUĞUNU ZAMANLA BİRLİKTE ÖĞRENELİM...Todos os Direitos Reservados
Adin New York'ta ailesiyle yaşayan 17 yaşında bir kız çocuğuydu. Okuduğu okul eski zamanlardan kalma boş bir akıl hastanesinin hemen yan tarafındaydı. Akıl hastanesinin dışarıdan ürkütücü bir görünümü vardı. Adin'in yaşına göre biraz olgun göründüğünü herkes belirtirdi. Aslında bu özelliğini seviyordu. Nedenini kimse anlamıyordu, galiba bu onun sırrıydı. Adin 14 Kasım günü okul için her zamanki saatte evden yola çıkmıştı. Ama bugün onun için daha önemli ve özeldi. Çünkü; bugün aynı zamanda onun doğum günüydü. Adin okula vardı. Kızlar tarafından çok sevilen bazen de kıskanılan birisiydi. Sınıfa girdiğinde derin bir sessizlikle herkes onu süzerdi. Ön sıradan bir ses geldi. - Adin'in gözündeki korkuyu fark ettin mi ? Sanki bir şeylerden korkmuş gibi. - Evet fark ettim acaba ne oldu. Adin yüksek bir sesle ''Ne olduysa oldu bu sizi hiç ilgilendirmiyor!'' diye çıkışınca herkes sustu. Adin'in gözlerinden, bakışından ve uzun süre bir yere odaklanarak bakışından bir şeylerden korktuğu açıkça anlaşılıyordu. Dersin bitimiyle herkes evine dağıldı. Adin'in ailesi onun için evde bir sürpriz hazırlamış Adin'i bekliyordu. Eve dönme saatini 2 buçuk saat geçmişti fakat Adin hala eve dönmemişti. Babası Adin'i bulmak için yola koyuldu. Ana yola çıkacakken hırpalanmış halde gördüğü kızını koşarak kucaklayıp evine götürdü. Adin o günden sonra hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlamıştı. Ne kadar anlamış olsa da hala kendisi için önerilenleri değil ondan ısrarla uzak tutulanları tercih etmeye devam ediyordu. Onun aklında şöyle bir düşünce yapısı oluşmuştu; Her iyinin altında bir kötü, her kötünün altında ise bir iyi barınır. GELİN ADİN'E NE OLDUĞUNU ZAMANLA BİRLİKTE ÖĞRENELİM...