Bu kitabı bitirdiğinde, senin hikayen baslayacak... *** Sizce yaşamak nedir? Yaşamak anlamaktır... Dengini bulup anlaşılmaktır yada bir ömür bulmaya çalışmaktır... Aramaktır. Neyi? Senin için ne önemliyse onu... Tıpkı Da Vinci'nin Mona Lisa'yı araması gibi... Mona Lisa bir günde yapılmadı. Da vinci onu gittiği her yere götürdü. Defalarca düşündü, tekrar tekrar tasarladı, yeniden yeniden ve yeniden çizdi. Taki... Mükemmele ulaşana kadar... Takii... Aradığını bulana kadar... Evet. Da vinci Mona Lisa'yı bir günde yapmadı ama bir gün bu fikirle uyandı. Bir anda düştü aklına ve tüm hayatını onu bulmaya adadı... Tıpkı benim bu kitabı bir günde yazmamam gibi... Ama bir anda düştü kalpsiz, kalbime. Peki ya siz... Aradığınızı bulabildiniz mi? Ya da şöyle sorayım... Aramaya başladınız mı? Başlamadıysanız peki hala neyi bekliyorsunuz? *** Birbirine delicesine aşık iki genç mezuniyet hazırlığı yaparken, Anna bir kaza sonucu hafızasını kaybeder. Beyaz soğuk bir hastane odasında gözlerini açan Anna hiçbir şey hatırlamamaktadır. Kazadan sonra ortadan kaybolan Joseph'i kimse görmemiştir. Zaten bir şey hatırlamayan Anna'nın daha fazla üzülmemesi için kimse joseph'ten bahsetmemiştir. Anna taburcu edilip evine döndüğünde kendini bir süre odasına kapatır. Genç kız eşyalarının arasında bulduğu günlüğünü okumaya başlar. Günlüğün arasında bulduğu fotoğraftaki genci aramaya karar verir ve geçmişini bulmaya çalışır. Her bulduğu cevapta kafası daha da karışan genç kız uzun aramalarının sonucunda ulaştığı gerçekle dünyası altüst olur. Genç kızın yaşamı o andan itibaren asla eskisi gibi olmayacaktır. Kim bilir belki de Anna için en iyisi her şeyi unutmaktır. *** Dolaşıyorum hatıraların sokaklarında. Anlayamadığım bir dilde bir şerler anlatıyorlar.
31 parts