Bir tarafta; Her şeye rağmen ayakta olan fakat dizleri yaralı bir kız. Diğer tarafta; Dağların bile devrileceği onca acının arasında dimdik duran fakat hayattayken ölen bir adam. ''Burası yer üstünde canlı yaşayanların fakat yer altında ölü olanların dünyası. Ve sen buranın başısın.'' ~~~ Kendi romanımda kendime başrol verdim. Bu bencilceydi biraz evet. Neyse bir adam yarattım kendim için. Kesinlikle mükemmel olmalıydı. Gülüşü beni mutlu edecekti, sigara içerken beni günaha çağıracaktı ve sigarayı her dudağına götürdüğünde sevişmek için can atacaktım onunla. Fakat ufacık bir sıkıntı vardı. O da beni sevmemesiydi. Sonrasında kendi yarattığım adama aşık oldum. Artık dünyanın en çok yorulan çöpçüsüydüm. Sevdiğim adamın gülüşünden arda kalanları topluyordum. Ve öğrendim ki; senin olmayacak birini sevdiğin zaman çifte mesai yapıyor ömrün. Gündüz yaşamaya, gece ölmeye çalışıyor. ~~~ Tekdüze bir hayatı olan İmge'nin rutin işlerini halletmek için dışarı çıktığı bir gün ayağının bir taşa takılıp orada bir çukurun içine düşmesiyle başlar her şey. Sadece yer altına düşmekle kalmayıp bütün hayatını yerin altında yaşayacak olan İmge; orada aldığı her nefeste kendini ölüme biraz daha sürükler. Ona şifa olabilecek tek şey bir bitkidir. Ve o bitki sadece yukarıda yetişmektedir. Fakat yukarı çıkabilen tek kişi zaten ölümün ta kendisidir. Bu kişi İmge'nin yavaş yavaş aşık olmaya başladığı fakat her fırsatta ona acı veren Asrın Sıraç. Nam-ı değer İllegal'in kurucusudur.