"Zora düşen küskün hayalperest düşlerim, kimi zaman kırgın, kimilerine kızgın cümlelerim. Kitabına uygun düşmeyen duygusuzluğum veya anılarıma sığdıramadığım umarsızlığım. Sen gibi olmazlarımla karşılaştığımda, çalacak kapılarımın kilit vurulmuş saatlerineydi hırçınlığım, olmadık yerde olmadık sözlerimin sebebi. Şimdi asırlardır süren ayrılığımızın son bulmasına yaklaşıyoruz. Artık kırgın cümlelerin tahammül sınırlarında alacakaranlık bir bekleyişle bekliyorum. Ben Ayrık otuyum, sen her baharın olmazı, güneşin kızı, rüzgârın hayali. Şimdi kız kulesinin vedası edasıyla süzül avuçlarımdan, toprağı karalı, ruhu yaralı, denizi adalı İstanbul'umun kıyılarına..."
evet size bir masal anlatacağım, biraz hüzün biraz aşk, birazda ayrılığı taşıyan bir masal... yorumlarınız benim için çok değerli. umarım beğenirsiniz .....
Eski bir köy kurgusudur.
İnsanların bilinçsiz ve cahil olduğu "dönem" kurgusu olduğunu unutmadan okumanızı rica ediyorum.
Bu bir kitap, gerçek hayata dair, geçmişe dair içinde yüzlerce düşünce barındırıyor. Yazılanlar 'yazarın' düşüncesi değildir, içine büründüğü karakterin o döneme uygun düşüncesidir. Her karakter ile onun düşüncesini savunuyor anlamına gelmez bu.
İyi bir tipleme yazarken iyi, kötü bir tipleme yazarken nasıl ki bizde kötü olmuyorsak, yazdığımız şeyler de istediğimiz şeyler olmadığında, kendi fikirlerimiz ya da düşünce yapımız olmadığında bir karaktere büründüğümüzde, saygı göstermeyi bilmeliyiz.
☠︎︎⚠︎⚠︎⚠︎☠︎︎
*YAŞ FARKI İÇERİR
*BİR ANDA DEĞİL ZAMANLA GELİŞECEK BİR KURGU BARINDIRIR.
*SAYGISIZ VE OKUDUĞUNA ÇAMUR ATMAYI SEVEN İNSANLAR RİCA EDİYORUM BAŞLAMASIN.
Keyifli okumalar...