Hayatımın ölüme terk ettiği ama intikam için doğan bedenim; çatı katına atılmış üzeri topla kaplanmış eski bir kitaptaki sararmış yaprakların içindeki en önemli sayfanın altı çizili bir söz gibiydim. Hoşuna gidip altı çizildikten sonra belkide ebediyen üzerine kapanmış olan kalın kitap kapağı.Kimse seni bilmiyor, unutuldun, zihinlerden sonsuza kadar silindin ama sen üzeri tozlu bir şekilde olsa bile yaşayan altı çizili bir cümlesin. Seni kurtaracak olan ise o cümlede ne yazdığı değil tozların arasından gözüken kitabın ismi.Çünkü kimse seni tek bir anlamlı cümle olarak değil o kitabın bir sayfasındaki cümle olarak hatırlayacak peki o okuyucunun beğendiği o cümlenin seninle alakası olması gerekmez mi?Zaten o kitabı okuyorsa senin hayatını merak ettiği içindir o kitap senin hayatını anlatmaktadır ama o söz senin bütün dünyanı kedine hapis eder. 'Ölüm basit bir eylemdir alt tarafı kendini uçurumdan bırakmak gibi ama önemli olan uçurumdan atlamak değil dalgaların seviştiği denizde seni bekleyenlerdir ve sen ölümden korkmayan küçük kız dalgalar canını yakacak ve sen ölümden vazgeçeceksin çünkü ölüm denizde değil uçurumun kenarında bıraktığın acılarda,yanlış yere bıraktın tükenmiş bedenini bir ölüye ne faydası olur ki okyanusun, koparılmış çiçeklere yağmurun faydası olmadığı gibi.