Bahçede çimlerin üzerinde oynayan çocuklarını izliyordu kadın. Oynayan kızlarının keyifli kahkahaları kalbini ısıtıyordu. Mutluydu... Sevgi dolu bir ailesi, aşk kokulu bir evliliği vardı.
Yazın bu sıcak gününde çardakta oturmuş, gözleri dokuz ve beş yaşındaki kızlarının üzerindeyken bir yandan da karşısındaki mama sandalyesine oturttuğu henüz bir yaşındaki kızını doyuruyordu. Birden bebeğinin ağlamaya başlamasıyla şaşırdı. Çünkü obur bebeği asla mama yerken ağlamaz sıradaki kaşığı iştahla beklerdi. Agucuklar ile susturamayınca kucağına aldı minik bedeni.
Daha ne olduğunu anlayamadan bahçede şiddetli bir rüzgar esmeye, gün kararmaya başladı. Kadın çardaktan çıkıp başını yukarı kaldırdı. Gözlerini kısmak zorunda kalmıştı şiddetli rüzgar nedeniyle. Gökyüzünde gördüğü bir çeşit araç ile kalbi korku ile tekledi. Anında bakışları ileride, bahçenin diğer ucunda korkudan birbirine sarılmış iki kızına kaydı. Hem kızlarına doğru adım atmaya çalışıyor hem de onlara sesleniyordu. Bir yandan da kucağındaki bebeğini sıkı sıkı tutuyordu.
"Yasemin! Sırma! Bana doğru gelin!"
Kızlar annelerini duymuyorlardı. Kadın daha yolun yarısında iken gökyüzündeki toprak renkli tuhaf araçlardan aşağıya bir şeyler düşmeye başladı. Tam kızların yanınada iki tane düştü. Korkuyordu...Hiç korkmadığı kadar çok korkuyordu. Yetişememekten, evlatlarına bir şey olmasından kalbi duracak kadar çok korkuyordu.
Ayağa kalkan tuhaf yaratık kolunu yukarı kaldırdı. Parmaklarının kısa yapısına rağmen tırnakları keskin birer hançer gibi uzundu. Kirli bir kırmızı renkteki büyük gözlerinde vahşetin alevi yandı. İğrenç sesi ile kükrerken siyah dili ve keskin, sarı dişleri göründü. Sadece iki saniye sürdü yaratığın elini kaldırıp kızların üzerine indirmesi. İki insan cüssesine sahip yaratı
Melek Kaya, 28 yaşında bir şirketin mühendislik bölümünde çalışan sıradan biridir. Ancak bir gün bir kaza sonucu hayatını kaybeder. Ancak o da ne? Uyandığında başka birinin bedenindedir! Hemde sosyetenin baş belası ve veliaht prensin takıntılı aşığıdır....