Daha on yaşındayken yastığı yüzüne kapatarak kafasında ki sesleri boğmaya çalışırken asla susmayacaklarını, giderek daha da güçleneceklerini biliyordu Even. Hayatında asla kendisi olamayacağını her daim rol yapmak zorunda olacağını, gözlerinden akan yaşları yapmacık gülüşlerle kapatmak zorunda kalacağını anlıyordu. Soğuk hastane odasında yatarken duvarlara çarpan çığlıklar anlatıyordu. O biliyordu hiç kimse iyileşememişti o da iyileşemeyecekti. Ama bilmediği bir şey vardı. Onun seslerini susturmanı yolunu bulacaktı. Onun kurtarıcısı aşktı. O sessizliğin aşkını yaşayacaktı. Fakat aşk kurtarıcı olduğu kadar yıkıcıydıda. En ufak bir hata onu beyninde ki seslerin esiri olmaya itebilirdi. Peki homofobik bir erkeğin erkeklerden hoşlandığını fark etmesiyle başlayan aşk hatasız olabilir miydi?