copaintk

Çaresizliğin en amansız olduğu yerdeyim şimdi, ilk defa sevmenin tarif edilemez korkuları içindeyim. Uykusuz gecelerin yorgun sabahlarında seni düşünüyor ve korkularla yine sana doğru koşuyorum. Hep aynı soru zihnimde: ya seversem? O zaman neler olabileceğini düşünmek korkutuyor beni. İlk defa yenileceğimi anlıyorum. Karşımda kendinden emin gözlerin, dudakların, ellerin bunu söylüyor bana. Seni tanımadan geçen bütün yıllara lanet ediyorum. Önceleri hiç bilmediğim adını şimdi binlerce defa tekrarlıyor dudaklarım. Gün oluyor bir tablo seyredercesine mutlu heyecanlarla doluyorum karşında. Gün oluyor eski bir yunan heykelinin ölümsüz güzelliğiyle büyülüyorsun beni. Gözlerin gözlerime takılınca güçsüzlüğüm aklıma geliyor. O zamanlar öyle yıkılıyorum ki, bilemezsin küçük.
          	

copaintk

Çaresizliğin en amansız olduğu yerdeyim şimdi, ilk defa sevmenin tarif edilemez korkuları içindeyim. Uykusuz gecelerin yorgun sabahlarında seni düşünüyor ve korkularla yine sana doğru koşuyorum. Hep aynı soru zihnimde: ya seversem? O zaman neler olabileceğini düşünmek korkutuyor beni. İlk defa yenileceğimi anlıyorum. Karşımda kendinden emin gözlerin, dudakların, ellerin bunu söylüyor bana. Seni tanımadan geçen bütün yıllara lanet ediyorum. Önceleri hiç bilmediğim adını şimdi binlerce defa tekrarlıyor dudaklarım. Gün oluyor bir tablo seyredercesine mutlu heyecanlarla doluyorum karşında. Gün oluyor eski bir yunan heykelinin ölümsüz güzelliğiyle büyülüyorsun beni. Gözlerin gözlerime takılınca güçsüzlüğüm aklıma geliyor. O zamanlar öyle yıkılıyorum ki, bilemezsin küçük.
          

copaintk

Bir hastanenin bekleme salonundaydım : Yaşlı bir kadın bana dertlerini anlatıyordu… İnsanların tartıştıkları şeyler, tarihteki kasırgalar – onun gözünde bir hiçtiler : Zaman ve mekan içinde bir tek onun derdi hüküm sürüyordu. “Yemek yiyemiyorum, uyku uyuyamıyorum, korkuyorum, mutlaka cerahat var”, diye sıralıyordu, dünyanın kederi buna bağlıymış gibi çenesini sıvazlıyarak… Tiridi çıkmış, çenesi düşük bir kadının kendine dikkat edişindeki bu aşırılık, önce beni dehşetle tiksinti arasında kararsız bıraktı; sonra, sıra bana gelmeden hastaneden çıktım gittim, ağrılarıma ilelebet sırt çevirmeye karar vermiştim… “Her bir dakikamın elli dokuz saniyesi”, diye söylendim sokaklarda, “acıya ya da… acı fikrine vakfedilmiş. Keşke bir taş olabilseydim! ‘Yürek’ : Bütün azapların kökeni… Nesneye imreniyorum… maddenin ve donukluğun lütfuna… Küçük bir sineğin gelgiti bana kıyamet bir iş gibi görünüyor. Kendinden çıkmak günah işlemektir. Rüzgar, havanın çılgınlığı! Müzik, sessizliğin çılgınlığı! Bu dünya hayatın önünde pes ederek hiçliğe karşı kusur işlemiştir… Hareketten ve rüyalarımdan istifa ediyorum. Namevcudiyet! Tek zaferim sen olacaksın… ‘Arzu’, sözlüklerden ve ruhlardan hepten silinsin! Yarınların başdöndürücü şakası önünde geriliyorum. Ve bazı ümitlerimi hala muhafaza etsem dahi, ümit etme melekemi hepten kaybettim”.

copaintk

Ellerim ile eştim mezarımı. Uzaktan izliyorum eski hayatımı. Alışmışlar yokluğuma. Nerede olduğumu soran kalmamış. Adımı anan bir dil. Gidecek yerim yok. Çaldığım kapılar açılmıyor artık bana. Ne sabahım sabah ne akşamım. Kendi eserim bu manzara, dilim ile zehirledim hayatımı. 

copaintk

Yüzüme çizilen lanetli işaret ile dolanmak benimkisi. Ne zor, tanıdık yabancıların anlamsız bakışlarını hissetmek, bir medet umarken onlardan. Kendi eserim. Kulağımın sağırlığıdır, beni bu sessizliğe iten. Gözlerimdeki kin zihnimdeki yaraların sorumlusu. Düzelmek artık, düzelse de aynı değil. Eksik, soğuk ve hissiz artık anlarım.
Reply

copaintk

Sabahın beşi, güneş doğdu doğacak. Kan çanağı gözlerinle bakıyorsun etrafa, beşten sonra uyuyup göreceğin kabusları düşünüyorsun. Yatmadan önce soğuk bir duşla, kurtulmak istiyorsun çürüklerinden. Dinç olmak istedikçe ruhunun yere yıkılışını izliyorsun. Eline bir sigara kutusu ulaşıyor, yakmaya tenezzül bile etmezken dudaklarının arasında buluyorsun. Sonra dalıyorsun dün yaşanılanların yarınına ne katacağını hesaplamaya. Dank ediyor bir anda, ufak bir inleme çınlıyor kulağında. Yarını arzuluyorsun, dünün bugününle aynı olduğunu bildiğin halde.

copaintk

Sonra saate bakıyorsun, altı. Altıdan sonra uyuyup göreceğin kabusları düşünüyorsun. Yatmadan önce yatağını düzeltiyorsun. Yorganın altına güçsüz bedenini seriyorsun. Şifonyerde duran yarım kalmış kitap gözüne, uzanıp alıyorsun. Kaldığın sayfa belli ama hatırlamıyorsun. Düşünceye dalıyorsun, okudukça daha çok düşünmeye başlıyorsun. Sonra sıkılıp tekrar aynı yerine koyuyorsun. Sonra saate bakıyorsun, yedi. Yediden sonra uyuyamıyorsun. Gözlerini acıdan ovuşturarak kalkıyorsun yataktan. Dün'ü devam ettirip saat beş olana kadar kabuslarla yaşıyorsun.
Reply