,, unknown woman and man "

320 49 94
                                    

Almıştı yine eline gitarını

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Almıştı yine eline gitarını. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Bütün çalışanlar evlerine gitmiş, ofiste bir tek Chaeyoung kalmıştı. Ağrıyan başıyla yüzünü ekşitti. Gerçekten asistan olmak çok zordu, hele ki bütün getir götür işlerini Chaeyoung yaparken.

Masasının sağında bulunan uzun camların yanına ilerledi. Parlayan yıldızlar yüzünü gülümsetmiş birkaç saniye hayranlıkla bakmasına neden olmuştu. Camın sağ tarafına oturmuş ve sağ omzunu pencereye yaslamıştı. Gitarını da kucağına almış ve birkaç dakika daha geceyi izlemeye koyulmuştu. Nasıl olsa bütün gece buradaydı. Gidecek bir evi yoktu. O yüzden burada kalıyordu. Ama çalışanların ya da patronların haberinin olduğunu sanmıyordu. Hemen hemen her gün, gece de mesai yaptığı için kendisini severler ve pek bir şey demezlerdi.

Parmaklarını gitarın tellerinde dolaştırmaya başladı. Bu suskun gecede çaldığı şarkı ile derin bir iç çekip söylemeye başladı.

Işığını kaybeden gözlerin,

Bütün hatıralarımı sildiriyor bana.

...

Üşüyen ellerini hızla ovuşturdu genç adam. Bu zamanlarda Seoul çok soğuk olurdu. Ve bunu bildiği halde gece evden çıkarken üstüne kalın bir şeyler almamıştı. İç çekip yürümeye devam etti. Patronunun isteği üzerine bazı belgeleri almak için bu saatte şirkete gidiyordu.

Cidden yarın baksaydı ne olurdu?

Uzun bir süre adamın kendisine takık olduğunu düşünmeye başladı. Başka bir açıklaması olduğunu düşünmüyordu.

Uzun bir yürüyüşün ardından şirket binasına gelmişti. Binaya kısa bir bakış atıp giriş katına ilerlemişti. Bütün ışıklar kapalıydı ve giriş katına bir sessizlik hakimdi. Sekreterin masasının yanına doğru ilerledi ve ışıkları açtı. Bütün ışıklar tek tek yanarken Jimin de asansörün yanına gidip düğmesine basmıştı. Anında açılan asansöre binmiş ve en üst kata ayarlamıştı. Yavaşça çıkan asansörün çıkardığı gürültü ile iç çekti. Şimdi mışıl mışıl uyuyor olabilirdi.

Asansörün, kata gelindiğine dair sesini duyduğuna bıkkınlıkla adımladı ve patronun odasına doğru yürümeye başladı. Bir yerden gelen ve artan gitar melodisi, ona eşlik eden bu ses... Öyle bir ahenk içindelerdi ki genç adam mest olmuştu. Ses patronun odasının hemen yanındaki asistanın odasından geliyordu. Yavaş adımlarıyla vardı o odanın önüne genç adam. Gözlerini kapatmış sadece o sesi dinliyordu.

Bu kadının sesi ne kadar da güzeldi böyle.

Hemen kapının yanında duran ve odanın sahibinin isminin yazıldığı tabelaya baktı.

" Park Chaeyoung..." diye mırıldandı. Ama hatırlayamadı bu kadını. Zaten düşünme yetkisini kaybetmişti zira bu ses dışında bir şey aklından geçmiyordu. Sadece yüzünün yarısını görebildiği birine o anda vurulmuş olabilir miydi ki?

no love • jiroseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin