Ay Çiçekleri

43 9 46
                                    

Size her şeyin başladığı her şeyi öğrendiğim ilk anı anlatmak istiyorum çünkü artık öğrenmeniz lazım.

"Bak şimdi anlatacağım ama sakin ol" dedi başımla onayladım. Her geçen saniye merakım kat ve kat artıyordu. Yutkundu ve söze başladı.

"Tanımadığım bir kadın tarafından aranıyorum. Bana bir cafe gelmemi söylüyor gelmezsem beni size zarar vermekle tehdit ediyor" dedi kaşlarımı çattım. Benimle dalga geçiyordu. Saçmaydı.

"Efe benimle dalga geçme, abartmadan ciddi bir şekilde anlat" diye tembihledim.

"Ciddiyim" yüzündeki ifade gerçekten ciddiydi. Yutkundum. Bu doğru muydu?!

"Efe mal mısın? Neden bunu bana daha önce söylemedin? Neden polise anlatmadın bunları?"

"Aradığı günler cafeye gidiyorum ve karşıma çıkıyor. Gözleri dışında onu göremiyorum ama bana ne istediğimi soruyor? Senin için ne yapabilirim, falan diyor" sakince anlattığı şeyleri sinirli bir şekilde dinliyordum. Bana bu zamana kadar nasıl anlatmazdı?!

"Efe kalk polise gidiyoruz" diyerek ayağa kalktım. Bana baktı ve kalkmadı.

"Polise değilde bunu annemlere söylesek olur mu?" Diye bir soru yöneltti. Aslında daha mantıklıydı. Başımla onayladım.

Beraber olan annelerimizin yanına gittik ve onlara durumu anlattık o gün. Verdikleri tepkiler çok garipti. Hatta bir ara Meryem abla, Efe'nin annesi, ağlamaya başladı.

O akşam bizim evde buluşarak bu konuyu konuştular ama bizi odaya almadılar. Bu işte başka olaylar vardı, sanki böyle bir şey olacağını biliyorlardı. Bizde kapıdan dinledik ve öğrendiğimiz şeyler Efe'nin dünyasını başına yıktı.

"Gerçek annesi Efe'yi bulmuş" dedi Meryem abla göz yaşlarının arasında. Kaşlarımı çattım. Doğru mu duymuştum? Efe donmuştu.

Öylece duran Efe'yi kendime çekerek başını göğsüme yasladım. Ona sarılarak duyduklarını idrak etmesini bekledim. Ağlamadım çünkü şuan ağlayamazdım. Efe'ye destek olmam gerekiyordu.

Boynumda hissettiğim göz yaşı ile ürperdim, ağlıyordu. Daha sıkı sarıldım Efe'ye. Öylece yaklaşık 10,15 dk durduk. Ayağa kalktı ve kapıyı açarak içeriye girdi. Kıpkırmızı olan gözleri, dağınık saçları ile öylece ona bakan herkese baktı.

Ben ise kapıda durmuş öylece bakıyordum. Sessizlik ortamı ele geçirirken oda bir anda soğumuştu yada bana öyle geliyordu.

"Ben, ben evlatlık mıyım?" Dedi titreyen sesiyle Efe. Kimse bir şey demedi. Şaşırmışlardı.

Kıvırcık kahverengi saçları, açık kahverengi ve kıpkırmızı olmuş gözleri, titreyen sesi, ayakta zorla duran o beden duydukları karşısında yıkılmış haliydi. Gözlerindeki mutluluk ve acaba ne konuşuyorlar merakı gitmiş; üzüntü ve bir sürü düşünce gelmişti beynine. Hepsini ölçüyor tartıyor ve bir karara varmaya çalışıyordu.

Meryem abla ağlamaktan kıpkırmızı olan gözleriyle ayağa kalkarak Efe'ye sarıldı ve sessizlik. Bu sessizlik gittikçe korkutucu ve sinir bozucu bir hal almıştı. Kimse bir şey anlatmıyor, bize açıklamıyordu.

Satürnden YazıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin