Muğlaya kalacağım yurda geldim.
Merdivenlerden çıkarken annemin,"gece uyurken üstünü kapattığına emin ol, bir şey olursa ilk öğretmenlerini ara sonra bizi ara yada yok yok olmaz ilk bizi ara sonra öğretmenlerini ara, arkadaşlarını dikkatli seç, olurda farklı bi durumda dönmek istersen sakın çekinme"
"Ya annecim, kendi kararımla gelmek istedim neden birden değişsin ki kararım"
"Ne bilim kızım belki farklı bi durum olur falan."
Yurdun içine sonunda girdiğimizde görevli bizi müdürün odasına yönlendirdi ve bizi oraya doğru götürürken yurttan bahsetti.
"Yurdumuz gördüğünüz gibi 3 katlı ve kocaman orta kat hariç tüm katlarda 20 oda var ve bu odaların birinde 4 kişi kalıyor fakat Beril kızımızı 3 kişilik alana alcaz, orası hem daha büyük hemde daha konforlu"
içimden"sanki otele geldim mk alt üstü yurt işte verdik parasını daha ne anlatıyon" dedim.
adam devam etti:
"En alt katta erkekler için olan yurt bölümü var kızların girmesi yasak.
Aynı şekilde en üst kattaki kız bölümüne de erkeklerin girmesi yasak. Orta katta kız ve erkeklerin ortak alanları var istedikleri saatte orada sohbet edebilir, yemek yiyebilir hatta kütüphane kısmında ders de çalışabilir." dedi.İşte bu ortanca katı sevmiştim sjgsvdjsvd
Kırk saat gidemediğimiz müdürün odasına sonunda vardık.
Müdür bana oda arkadaşlarımı anlattı.
İkisi de benle aynı sınıftaymış, aynı yaştaymış, ve kafa dengi insanlarmış isimleri Berfin ve Cansuymuş beni çok merak ediyolarmış.Ve iste o an, annemle vedalaştım babamla vedalaştım annemin dolan ama belli etmek istemeyen gözleri kızarırken bende dayanamadım ağladım beni gören annem de dayanamayıp ağlayınca ben daha da kötü oldum acaba gitmemelimiyim diye düşündüm.
Ama belki de bu daha verimli ders çalışmamı sağlayacaktı.Babamla da bir kez daha sarıldıktan sonra bavulumu alıp odama çıktım.
Oda arkadaşlarım hala okuldaymış, ben yolda olduğum için bugünlük okulu es geçmek zorunda kaldım.
Görevlinin adı Mehmetmiş,
Mehmet abiye sorduğumda bir- bir buçuk saate gelirlermiş.Bende o zamana dek bavulumda ki eşyaları dolaba dizdim.
Bu odayı çok beğenmiştim herkesin kendine ait makyaj masası bile vardı.
Burayı önceden araştırdığım için bunu da biliyodum. Ondan tüm kozmetiği buraya dökmüştüm.
O kadar kozmetiğe rağmen hiç makyaj yapmıyodum, herhalde üşengeçliğimdendi.
Diğer kızların düzenini çok merak ediyodum, odaya hemen gelmeden onların dolaplarına baktım tarzımız benziyodu.
Tekrar kendi yatağıma geçtim ve priz yatağımın baş ucundaydı o kadar mutluydum ki kzvdehdhdshsjs
Çok yorgundum ve uyuyakalmışım, uyandığımda saat 18.32'di.
Yani yaklaşık 2 saat uyumuşum bizimkiler de bir buçuk saattir burdaymış demekki.
"Ooo, bizimki uyanmış hoşgeldin canım"
"Günaydın prenses"
"Kusura bakmayın uyuya kalmışım"
"Ay Allah'ım bu çok şeker"
"Evet şu yanaklara bak çok tatlı"
"Teşekkür ederim, bu arada ben Beril"
"Ben Cansu"
"Ben de Berfin"
Hepsine sarılınca görevli geldi ve yemek için aşağı inmemizi istedi.
"Cansu: Beril bak şimdi 3'lü bi tayfa var bu yurtta aynı zamanda bizimle aynı sınıftalar. Şimdi yemek yiyeceğimiz için belki görürsün, Biz Berfinle aramızda seçtik, Mert benim Yağız Berfinin haliyle Berk de senin"
"Berfin: E hani Berk senindi o daha yakışıklı diye onu seçmiştin?"
"Cansu: Berille daha çok yakışırlar baksana, amaaaann boşver saçma bi oyun işte onlar bize bakar mı?"
"Berfin: Berile bakarlar canım şu fıstığa bak"
Onlara bakıp güldüm ve oturacak masa buldum.
"Berfin: Beril biz senin de yemeğini alırız sen burda dur ki yer kapmasınlar burası bizim gözde masamız"
bu cümleyi gülerek kurdu haliyle bende ciddiyetimi bozup güldüm.
Yanımdan bi tane yakışıklı çocuk geçti,
ceketi tam benim omzuma düştü ve ani refleksle ayağa kalktım."Noluyo?"
" x kişisi: Özür dilerim dalmışım elimden kaydı"
"Tamam sorun yok."
Dedim ve ceketi tekrardan ona uzattım.
Çocuk ceketi alıp göz kırptı ve gitti.Ardından Cansu ve Berfin ellerinde ki yemekleri masaya bırakıp birbirlerine bakarak gülümsediler.
"Kızlar iyi misiniz? alt tarafı ceketi düştü neden gülüyosunuz ki?"
"Cansu ve Berfin aynı anda: Ceketi düşen kişi BERK olduğu için olabilir mi?" dedi.
Tekrar Berk denen çocuğun masasına baktım ve bana doğru baktığını gördüm.
Çocuk cidden aşırı karizma ve yakışıklıydı bide hafif tatlı."Cansu: Bak seeeeennn çocuğu nasıl da övüyoooo"
Sçayım böyle işe ya dışımdan nasıl söylerim.
Diziler de bu dışa söyleme işi yapmacık geliyodu ama cidden ani boşluğa denk geliyor.
"Ya Cansu Allah yaratmış ben sadece dile getirdim."
"Befin: E maşallah de geç tatlım"
İmalı imalı bu cümleyi kurdu bense sadece çok fenasınız bakışı attım.
Yemek bitti ve tabakları kaldırıp ablaya verdik, gitmisken tonton teyzeyle de tanıştım. Adını söylemeyip "bana tonton teyze" diyin diyodu.
Ortanca katın asansörüne bindik ve düğmeye bastık o sırada bi el uzandı binmek için bu oydu Berk.
Berfin ve Cansu bana bakarak güldü bense sadece onun bu asansörde ne işi olduğunu anlamaya çalıştım çünkü bizim kata girmesi yasaktı.
"Cansu: HopHop aslanım yavaş gel, burası bizim kata çıkacak."
"Berk: Çıksın sorun yok. İlk sizi bırakır sonra bizi"
Ortam sessize dönüştü. Berfin çaktırmadan Mert ve Yağızı da gösterdi.
Tam bizim kata geldiği için asansörden inecektim ki berk kolumdan tuttu."Sen yenisin galiba"
"Cansu: Evet o yeni" dedi ve beni indirdi.
Son kez arkama baktığımda göz kırptı.Odaya vardığımızda Cansuya "Ya Cansu noluyo? hem beni onla şipliyosun hem konuştur muyosun?"
"Mehmet abi görürse kızar ondan olmasın? ha bide sen halinden baya memnunsun maşallah şipimiz gerçekleşiyo" dedi ve güldü.
Biraz konuştuk numaralarımızı verdik, bugün okulun ilk günüydü ama gidememiştim bana anlatmalarını istedim ve anlattılar, sonra kendi hayatlarımızdan konuştuk ve gece 3 gibi uyuduk.
*
*
*
*
*
*
*Hellüü🥳
Oldukça uzun bi bölümle geldim ve elim koptu.
Vote vermeyi vb. unutmayın :)
Uzun uzun yazıp açıklardım fakat elimi hissetmiyorum.
Sizleri seviyorum🖤🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Okyanus~
Teen FictionYurtta kalan bir kız ve bir erkek grubunun beraber geçirdiği o güzel lise hayatı, Beril ve Berk'in kusurlarının birbirini tamamladığı bir hikaye... Peki ya bu iki grup her zorluğa baş kaldırabilecek mi? İyi okumalar :)