Kocaman Sarılmak (HunHan Oneshot)

1.3K 62 11
                                    

Kocaman Sarılmak (HunHan Oneshot)

Luhan yavaşça doğruldu yatağından. Hastane kokusunu içine çekti. Alışmıştı artık. "Selam Luhan. N'aber? "Luhan odadan gelen sesin sahibini anlamak için kafasını kapıdan tarafa çevirdi. "İyim. Her zamanki gibi sağlığım yerinde. Senden naber Jongin?" Jongin Luhan'ın haliyle dalga geçmesine sinir olmuştu. 1 haftadır onunla ilgileniyordu fakat Luhan'ın onu umursamıyor, her defasında onu deli etmesini başarıyordu. Ve artık Jongin buna dayanamayacağını düşündü. "Artık buraya gelmeyeceğim. Lanet olasıca odaya bir daha adımımı atmayacağım ve sana da senin gibi birini armağan ediyorum. Biraz sonra tanışacaksınız. Ve umarım o senin bu lanetlenmiş kişiliğini yener. Ve sen de onun sayesinde lanetlenmiş kaderini yenersin. Ahh! Lanet olsun!Sen beni dinliyor musun?" Luhan onu umursamayarak hastane odasının penceresinden karşıdaki parka bakıyordu. Jongin bilmiyordu. Her zaman bu saatlerde gelirdi Jongin. Fakat bu zamanda Luhan'ın yanına gelmemesi gerektiğini bilmiyordu.Kapıyı sertçe kapatarak odadan çıktı.

Luhan cama biraz daha yaklaştı. Karşıdaki boş parkı süzüyordu. Ama biraz endişelenmişti. Çünkü bugün, her gün olan rutin şeyler olmuyordu.

Luhan her gün saat 1'de o parka gelen üç kişiyi izlerdi. Kendi yaşlarında bir genç ve iki elinden tutmuş biri kız biri erkek küçük çocuklar...

Luhan'ın endişesi gerçekten büyüyordu. Tek sevdiği şey elinden alınmıştı. Onları seyretmek şu lanet kaderindeki en güzel şeydi. Ne çok lanet vardı kelimelerinde. Jongin alıştırmıştı. O çok fazla kullanırdı bu kelimeyi ve Luhan da artık her iki kelimesinin daha doğrusu düşüncesinin birinde bu kelimeyi kullanırdı.

Luhan'ın yanağından bir damla düştü. Sanki... Ne olabilirdi ki? Hayatta yaşanılabilecek büyük küçük her acıyı yaşamıştı Luhan. Ne olurdu ki onlar olmasa? Hayır diye düşündu bir an. Onlar da olmazsa burada olmamın ne anlamı kalır ki? Doğruldu Luhan. Kendini sert yatağın en ucuna fırlattı. Göz yaşları yağmur damlaları gibi akmaya devam etti.

Neden ağlıyordu? Tanımıyordu bile onları. Ama sanki acının en son hazzını yaşıyordu. Anne ve babasının kanserden öldüğünü duyduğunda bile acımamıştı canı bu kadar. Lanet olası her şeyini bu kanser denen şeyden kaybetmişti. Ama sanki şuan o acıların en derine indiğini hissetti bu sefer. Ve bu bir anlığına değildi her zamanki gibi.

Kapının gıcırdayan açılma sesini duydu. Gelenin kim olduğuna bakmak için kan çanağı gözlerini kafasını kaldırıp gelen genç çocuğa baktı. Yüzünü tam olarak görmese de umursamadı ve tekrar kafasını gömüp ağlamaya devam etti.

Bir an önce onun ağlamasını durdurma çabalarının başlayıp bitmesi için dua etti. Ama Luhan'ın bilmediği bir şey vardı. Çocukta Luhan'ı umursamıyordu. Yani öyle görünüyordu.

Yatağın karşısındaki koltuğa oturdu gemç çocuk. Luhan kan çanağı gözlerini biraz yukarı kaldırıp genç çocuğa baktı. Çocuk kafasını kitaba çevirdiğinden yüz hattı net olarak görünmüyordu. Luhan kendine çektiği dizlerini biraz daha çekerek iki dizinin üzerine kafasını koyup ağlamaya devam etti.

Hayatta kalmak için tek bahanesi onlardı ve artık onlar da yoktu. 1 gün gelmediklerinde bile Luhan hatına son verme planları yapacak kadar kötü ve umutsuzdu.

Oda da sadece Luhan'ın hıçkırık sesleri yankılanıyordu.

1 saat... Tam 1 saattir ağlıyordu Luhan. Aralıksız... Genç çocuktan başka odaya giren yada çıkan olmamıştı. Genç çocukta orada oturmuş ,Luhan'ın hıçkırıkları arasında kitabını okuyordu. Genç çocuk koltuktan bedenini yavaşça ayırarak Luhan'ın yanına geldi. Luhan ise kafasını kaldırıp genç çocuğa bakmayı reddediyordu.

Kocaman Sarılmak (HunHan Oneshot)✅✔⌛Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin