"Yine derse geç kaldın Lee!"
Felix çantasını danışman hocasının tam karşısında duran deri koltuğa fırlattı ve sıkılmış bir tavırla oturdu.. Yine aynı cümleleri duymak için hazırlanıyordu.
"Yüzünün haline bak... Dudağın patlamış, kaşın yarılmış...Daha ne kadar böyle devam etmeyi düşünüyorsun? Üstelik ders notların düşüyor."
Felix sessizce hocasının -her zamanki- cümlelerini dinledi. Stresten dizini sallıyordu ve tırnağının etlerini koparmaya başlamıştı. Sürekli aynı şeyleri duymak, kusmak istemesine neden oluyordu.
"Bitti mi hocam?"dedi kapüşonlusunun altından hocasına bakarken. Yüzü gergindi.
"Anlaşılan senin için bitmiş. O yüzden çıkabilirsin. Bunlar sana son uyarım Lee..."
Felix çantasını sırtına takıp danışman hocasının odasını bir hışımla terk etti. Geceden beri bitik haldeydi ve bir de gelip burada nutuk dinliyordu.
Canı sıkkın bir şekilde sınıfına doğru yürürken kulağına gelen seslerle adımlarını yavaşlattı.
"Paramı ver böcek!"
"Para falan yok yanımda. Bırak beni..."
Koşar adımlarla köşeyi dönünce gördüğü manzara ile sinirlenmişti.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun piç!"dedi Felix öğrencinin yakasına yapışırken. Tüm gücüyle sıkıyordu. Öyleki parmak boğumları bembeyaz olmuştu.
"Sana onu bir daha rahatsız etmeyeceksin demedim mi ?"
"Böcek, arkadaşın seni kurtarmaya gelmiş."
Felix yumruk yaptığı elini öğrencinin yüzüne indirmeye hazırlanırken yeniden arkadaşının sesini duydu.
"Yapma Felix. Başını belaya sokmaya değmez o!"
"Youngil, seni bir daha Seungmin'in yanında görürsem tanrı şahit seni gebertirim. Anladın mı!?" Felix yakasından tuttuğu genci sertçe itince sırtı duvara çarpmıştı.
"Hadi Seungmin"dedi koluna girip arkadaşını sürüklerken Felix.
"Neden şu salağa boyun eğiyorsun ki?"
"Başlarda bir kerelik sanmıştım. Bir kez para verirsem bir daha istemez sandım."
"Tanrım... Neden bu kadar safsın? Herkesi kendinden gibi sanmaktan vazgeç. Kaç yaşındasın 5 mi? Neyse bir daha sana bulaşırsa bana haber ver."
"Her zaman beni korumak zorunda değilsin. Hem söylesene bu yüzünün hali ne? Yine bir kavgaya karıştın değil mi?"
"Boşver beni her zamanki şeyler... Canı kavga isteyen bana bulaşıyor işte."
"Endişeleniyorum... Yüzündeki yaralar iyileşmeden yenileri oluşuyor. Ve sevgili dostum ilaçlarını aldın mı sen?"
"Hııı.... Sende beni sık boğaz etme MinMin"
"Bana MinMin deme."
"Tamam MinMin..."
____________
"Seungmin hadi Felix'i anlıyorum dünyanın en başına buyruk ve umursamaz insanı ama sen neden geç kaldın?" Kafeteryada oturmuş bir şeyler içiyorlardı. Felix ve Seungmin'in kaçırdığı ders biteli yaklaşık 10 dakika olmuştu.
"Gece uyku tutmadı. Tuttuğu sırada da güneşin doğmasına birkaç saat kalmıştı zaten, işte geç yatınca uyanamadım. Oldu mu?"
"Pek senlik bir şey değil ama inandım tamam"diye söylendi Jisung kahvesini yudumlarken. Felix ise sessizce arkadaşlarını dinlerken bir yandan da önünde duran meyvesuyundan pipet yardımıyla baloncuklar çıkarıyordu.