Hastalık

53 3 4
                                    

Ortaokula yeni başladığım seneydi. Okul bitmesine yakın çok sevdiğim dayımın beyninde tümör olduğunu ve çok geç kalındığını ama tedaviye başlaması gerektiğini öğrenmiştim. Çok üzülmüştüm ama kurtulur diye içimde bir umut vardı. Dayım tedaviye yurt dışına gitti. Çünkü buradaki doktorların hiç biri anlayamadı dayımın neyi olduğunu.

Dayımla birlikte annem ve neredeyse bütün aile dayımla birlikte yurt dışına gitmişlerdi. Bizde hiçbir şeyden habersiz okula gidip geliyorduk. Derslerim iyiydi. Çalışkandım ta ki dayımın ölüm haberini alana kadar. O zaman hayatın ne kadar acımasız olduğunu anladım. O zamandan sonra hiçbir şeyle ilgilenmedim. Dersleri boşladım, okulu, arkadaşlarımı, herkesi herşeyi. Dayımı o kadar çok seviyordum ki onun ölüm haberini aldığımda dünya durmuştu benim için. 

Dayım o kadar iyi biriydi ki hep kendimi dayıma benzetmişimdir. Ve onun gibi biri olmak için çabalıyorum. Dayım kendi dışında herkese değer verir yardımlarına koşardı. 

Bir gün hocalar ailemi çağırmış notlarımdaki düşüş hakkında konuşmak için ama bütün herkes olayı bildikleri için fazla üstüme gelmezlerdi. Muavinin odasına girdiğimde bizimkiler ordaydı. Ben gelmeden önce konuşmuşlar ve beni çok sevdiklerini falan gibi şeyler söylemişler muavine. O zamanlar bende öyle düşünürdüm ama büyüdükçe herşeyin yalandan ibaret olduğunu öğrendim. O zaman anladım herşeyi. 

Dayımdan 1 ay sonra diğer çok sevdiğim dayımda aynı hastalıktan hastaneye yattı ve onunda ölüm haberini aldık. Ama çocukları bilmezdi. Hiçbir şeyden haberleri yoktu. İki dayımıda o kadar çok özlüyorum ki anlatamam...

Ama insan zamanla alışıyor. Unutmasa bile yokluğuna alışıyor ve iki dayımıda çok özlüyorum. Keşke burada olsalar beraber gezsek, şakalaşsak gene. Ama olmuşla ölmüşe çağre yok diye boşuna demiyorlar.

Artık bunları düşündükçe kendimi daha çok üzdüğümü farkedip saate bakmadan dışarı çıkıp sahile yürümeye başladım. Hava çoktan kararmıştı. Saate baktığımda ise 10 olduğunu gördüm. Ara sokaklardan sahile giderken karşıdan sarhoş bi grubun geldiğini farkettim ve yolumu değiştirdim. Ama onlarda benim peşimden geliyolardı. En son beni bi ara sokağa çektiler. O kadar bağırmama rağmen bu sarhoşlardan başka kimse yoktu nerdeyse. Sonra başka bi grup gelip onları dövmeye başladılar. Bende artık hem sinirden hemde korkudan yere çömelip ağlamaya başlamıştım.

Bir yandan ağlayıp diğer yandan üşüyordum çünkü pislik herifler tişörtümü yırtmıştı. Adının İlkin olduğunu öğrendiğim çocuk bana üstündeki çeketini verip beni yerden kaldırdı ve hep birlikte bi cafeye gittik. Onlarla o zaman tanışmıştım. İyikide tanışmışım. Orda biraz konuştuktan sonra beni arabayla evime bırakıp hepsi kendi evlerine gittiler. Cafeden çıkmadan öncede grubun başlarından biri olan David '' Artık yani sende istersen bizim gruptansın. Artık sende bi NiMa'sın.'' demişti. 

O günden sonra herşey değişmişti benim için. Artık herşeyi NİMa'larla birlikte yapar olmuştm. Beraber yemek yer, beraber gezer, beraber kavga eder, beraber ağlar olmuştum. Ve iyiki bende bir NiMa'yım!

--------------

Umarım beğenirsiniz. :) vote ve yorumlarınızı bekliyorum. :) 

Yardım Sever PopiOù les histoires vivent. Découvrez maintenant