Bir akşam üstü yolda düşünceli bir şekilde yürüyordum ayağım taşa takıldı ve düştüm. Kalkmaya çalışıyordum ki kolumda bir el hissettim. Dönüp baktığımda ilk günahımı işlediğimi farkettim. Karşımda o kadar yakışıklı biri vardı ki gözlerimi ayıramıyordum. Gözlerine hapsetmişti beni. Az önce ki dalgınlığımın sebebi annemi düşünmemdi ama şimdi ki dalgınlığım bu çocuk içindi. Bir an da kendime geldim ve ayağı kalkıp teşekkür ettim. Çocuk gözlerini bende ayırmadan "bu tatlılığa yardım etmeseydim kendimi suçlu hissederdim" dedi. Utanmıştım ve kızardığıma emindim. Bir an aklıma yine annem geldi. Yürümeye başladım o da geldi yan yana yürüyorduk. Birden " ne düşünüyordunuz az önce çok dalgındınız" dedi. Resmi konuşması sinirlenmeme sebep olmuştu ama ben daha çok dalgındınız demesine takılıp kalmıştım. Ne yani beni mi izliyordu "sapık olduğundan şüpheleniyorum beni mi izliyordun" dedim. Çocuk şaşırmış bir şekilde suratıma bakıyordu ve şöyle dedi " gerçekten böyle mi düşünüyorsun ben sadece kalbimin ritmini dengeliyemedim ilk defa kalbim birisi için bu kadar hızlı attı rahatsız ettiysem özür dilerim" dedi. Heyecanlanmıştım bu çocuk çok yakışıklıydı ve benden hoşlanmıştı ben zaten çocuğa gördüğüm ilk an da sırılsıklam aşık olmuştum. Ve kekelemeye başladım. " şey ben yanlış anladım özür dilerim kırılmanı istemezdim." dedim. Bu sefer heyecanlanma sırası ondaydı kekeliyerek "benimle bir kahve içer misiniz sizi daha yakından tanımak isterim" dedi. Ben de biraz naz yaptım ama sonra kabul ettim. Sahil kenarındaki lokantalardan birine oturduk sohbet o kadar koyulaşmıştı ki saatler birbirini kovalıyordu. Saat geç olmuştu ve iki yabancı olarak oturduğumuz masadan samimi bir şekilde ayrılmıştık.