kırmızı neyi anlatır bize ; aşkı mı? , kalbimi ? yoksa kanı mı? Kırmızı her şeyi anlatır bizi çünkü kırmızı herşeydir. ne aşk ne kalp ne kan. kırmızı ihanet , öfke bunların bütünü gibidir. ve kırmızıdan korkmak gerekir kırmızı gerektiği zaman acıda...
ellerimi çenesine getirerek başını kaldırdım. "b-ben utanıyorum" naif bir şekilde söylediği şey beni tahrik ediyordu.
"iklim dayanamıyorum" inleme şeklinde çıkan sesim onu şaşırtmıştı. kucağımdan indirmeden "akşam bir davete katılacağız , güzelce giyin " cevap vermeden başını salladı.
bana alışmaya başlamıştı. ellerimi beline getirip onu kucağımdan kaldırdım ve onu yatağa oturttum.
kıyafet odasına girip üzerimi değiştirdim...
İKLİM'DEN
bana dokunması kalbimi hızlandırıyordu. bana yaklaşması benimle konuşması... varlığı kalbimi hızlandırıyordu. ona aşık olmaya mı başlamıştım.
bu olamazdı ona aşık olamazdım. hem o benim gibi bir kızı sevemezdi. ikimizde çok zıttık o kırmızının en tutkulu tonuydu. ben ise beyazların en açığıydım.
biz birbirimize göre değildik.
Ezra işe gittiğinde bende duşa girdim. hazır o yokken yıkanmalıydım. buraya alışmaya başlamıştım. bu yanlıştı ama burası bana güvenli geliyordu.
ezranın yanına güven doluydu. duştan çıkıp ezranın bana aldığı bütün bakım kremlerini uyguladım.
üzerimi giyinip kısa saçlarımı kuruladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
saçlarımı bulduğum kirazlı tel toka ile tutturup odadan dışarı çıktım. çıkar çıkmaz miray dibimde bitti. "yenge çok güzel olmuşsun" mirayın bana yenge demesi değişik hissetiriyordu.
"şey bana yenge demesen olur mu?" miray tatlı gülümsemesi ile başını salladı. "yenge arkadaşlarım gelecek sende bizimle oturmak ister misin?" yine yenge demişti.
