Yatağın başlığa yakın kısmına oturup laptopımı açtım. ‘’Facebook’a Giriş Yap’’ adlı kısma boş boş bakarken hala İdil’i düşündüğümü fark ettim. Ne oluyordu ? Ayça’yı ne çabuk unutmuştum? Belki de hiç sevmediğim için aklımdan çıkarmam kolay olmuştur. Bilemiyorum. Hem, İdil ne zaman bu kadar düşünülecek bir kişi olmuştu ?
7 bildirim,2 arkadaşlık isteği,4 mesaj.
Bildirimlerinin hepsinin oyun isteği olduğunu anlayıp, mesajlara döndüm.
Ahmet : ‘’Şşş, nerelerdesin oğlum hiç aramıyorsun ? ‘’
Burak : ‘’Kardeş, ne haber?’’
Emin : ‘’İyi ki bir Antalya’ya gittin. Halimizi hatrımızı sorar lan insan.’’
Ve son mesaj bende soğuk duş etkisi yaratmıştı.
Ayça : ‘’Selam,ne haber ? :) ‘’
Ne cevap vereceğimi bilemeden, ekrana öylece baktım. En iyisinin, yani en azından benim için en iyisinin cevap vermemek olduğuna karar verdim.Çivi çiviyi söker misali, İdil’e yakınlaşmaya çalışacaktım.
Akrabalardan birinin gönderdiği isteği reddedip, diğerine döndüğümde günün ikinci soğuk duşunu almış kadar oldum.
‘’İdil xxx sizinle arkadaş olmak istiyor.’’ Bir an reddedip, onunla biraz eğlenmeyi düşünürken yüzüme yayılan sırıtmayı engelleyemedim. Kabul edip, fotoğraflarına baktım.
Birini sahil kenarında, bikinisiyle güneşlenirken çekinmişti. Bir diğerini, kız arkadaşıyla bir kafede çay içerken, diğerini dörtlü özçekimle çekmişti. Dil çıkarınca ne kadar da tatlıydı ! 120’ye yakın fotoğrafı vardı. Ve … NE? Hepsi kendi fotoğrafıydı. Şu kızları hiç anlamamışımdır zaten. Benim profilimdeki fotoğrafları toplasan 20’yi bulmaz.
***
Merve'nin bize meyve tabağı hazırlayışını izlerken, Nazlı'ya fısıldayarak sordum:
''İdil'in erkek arkadaşı var mıydı?''
''Yok artık ama. Sahilde kıza yüz vermiyordun?''
''Ya soruyorum sadece.Yani konuşuyoruz falan.Sevgilisi varsa arıza çıkarmasın diye.''
''Tabi canım,öyledir. O da aynı soruyu sordu. Sizin aranızda elektriklenme değil bildiğin elektrik santrali oluşmuş abi.'' Yandan yandan sırıttı.
''Şşt, yok öyle bir şey. Hem sen kalk da Merve'ye yardım et.'' Homurdanarak ayağa kalktığında, en son yardım ettiğinde kırdığı 2 tabak geldi aklıma. O hali gözlerimin önünde canlandı birden.
''Ya,neyse. Boşver gel.''
Gülerek tekrar yanıma oturdu ve telefonumu masadan kaptığı gibi kurcalamaya başladı.
''Heyyyyy! İdil'den mesaj gelmiş! İdil'den mesaj gelmiş diyorum!'' Ben de heyecanlansam da belli etmemeye çalışarak:
''Ne yazmış?''
''Imm,akşam Nazlı'yla yürüyüşe çıkacağız sen de gel, diyor. Vaov! Göz kırpmış. Bu bir işaret mi? Birileri seninle flört etmeye mi çalışıyor ne ?''
Bu küçüğün dili fena uzamıştı. Gönderdiği saate baktım. 18.20. Kolumdaki saati bakabileceğim hale getirene kadar kolumu salladım. 18.33. Çok bekletmiş sayılmazdım değil mi? Hemen elime alıp mesaj yazmaya karar verdim. Çevrimiçiydi zaten.
''10 dakikaya oradayım.'' Sonra iyelik ekini düzeltmem gerektiğini düşünerek ''Yani oradayız.''
Gülücük attı.Hemen üstümü değiştirip saçlarımı yaptım.
***
''Ay,yeter. İyice yardırdınız siz.Ben burada hiç koşamıyorum bile.Ya ben eve dönüyorum abi.Siz takılın.'' Bu son cümlenin ardından göz kırptığını İdil'in görmediğini umdum.
''Aa,daha ısınıyoruz Nazlı ne bu acele ?''
''Yoruldum.Hem uykum da geldi zaten.Hadi ben kaçtım.'' Yapmacık esnemesini görmezden geldim. Cümlesi bitmeden arkasını dönüp eve doğru yönelmişti bile. Biz ise sahil kenarındaki yürüyüşümüze son gaz devam ediyorduk. Arada arkadan gelip onu seyrediyordum.
Kumsala oturma teklifine hayır demedim.
İkimiz de nefes nefese kalmıştık.Birbirimize anlamsız anlamsız bakıp güldük.
''İdil?''
''Efendim?''
''Senin hikayen ne?Hayat hikayen yani.''
''Valla doğduğumdan beri Antalya'da yaşıyorum.Burada günlerim sporla geçiyor. Farklı bir atraksiyon-macera yok. En azından şimdilik. Zaten sporla uğraştığımı fiziğimden anlamışsındır.'' Arkasından egoist bir gülümseme.
''Ee anlat bakalım,Kartal? Senin hikayen ne?''
Anlatmaya başlamamla beraber geceyi bulacağından emin olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmeyi Sevmek
RomantikBir yanda bitmek bilmeyen Ankara sevdası ,arkadaşlar ve her sokakta ayrı bir anı, diğer yanda ise, biraz mecburiyetten biraz keyiften doğan Antalya'ya taşınma curcunası. Buram buram tarih kokan Ankara'ya veda ediyordum. Yeni bir şehir,yeni a...