O gün canı çok sıkılmıştı . Evde tekti. Televizyonda saçma gündüz kuşağı dizilerinden başka hiçbirşey yoktu. Dışarı çıkıp takılabileceği bir arkadaşı da yoktu. Annesi markete gitmişti ,neredeyse 1 saat oldu gelmesi gerekti. Ah herneyse bunları düşünmektense bişeyler atıştırmak daha iyi bi fikirdi. Evde herzaman içi tıkabasa dolu çikolata olan ve kimsenin bunu bilmediği bi gizli bölme vardı. Üst kata odasına çıktı. Tozpembe örtülü yatağının yanındaki parkeleri kaldırdı . Ahh işte hepsi ordaydı ; bir sürü çikolata . En sevdiği fındıklı çikolatalardan birini aldı ve parkeleri yerine koydu. Dışarıda güzel bi yaz yağmuru vardı . Çikolatasını aldı ve mutfağa indi . Dolaptan bir fincan çıkardı ve şekerli bi filtre kahve yaptı . Fincanını ve çikolatasını alıp balkona gitti en sevdiği şişme koltuğa oturdu kahfesini bir kenara koydu ve çikolatasını açarken birşey dikkatini çekti. Orda olmaması gereken birşey. İlk defa görüyordu yada hiç fark etmemişti. Balkonun pervazında sıkışmış bir kağıt . Yemek odasından bir sandelye kapıp hemen balkonun pervazına yaklaştırdı. Kağıt yani zarf çıkmıyordu . Biraz uğraştıktan sonra çıkarmayı başardı. Sandalyeyi hemen yerine koydu ve zarfı inceledi üstünde sadece bir mürekkep lekesi vardı. Çok deişik bişeydi . Sanki yıllar öncesinden kalmaydı. Kahvesini içtikten sonra odasına gitti ve zarfı incelemek için masanın üzerine bıraktı ... O sırada kapı açıldı annesi gelmişti . Zarfı hemen çantasına koydu ve aşağı indi.
***