eight

725 60 17
                                    

-Beomgyu-

İçtiğim muzlu sütün sonuna gelmiştim ama hala Kai gelmemişti. Unuttuğuna o kadar eminim ki... Pipetten bir kez daha sütü çektim ama gelmedi. Gelmeyince de pipeti dişlemeye başladım.

Masanın üstünde duran telefonumdan saate baktım. Zil çalmak üzereydi. Kai'ın bundan sonra da gelmeyeceği zaten belliydi. Oturduğum yerden kalktım ve kantinin çıkışına ilerledim. Sınıfımın olduğu kata giderken okul tuvaletinin kapısının açık olduğunu fark ettim. İster istemez merak etmiştim çünkü tuvaletlerin kapısı hep kapalı olurdu. Merakıma yenik düşüp sessizce kapıdan içeriye baktım. İçeride Daniel ve ikizi Yeonjun vardı. Bir şeyler konuşuyorlardı ama anlamak çok zordu. Seslerini daha iyi duyabilmek için kapıya biraz daha dayandım ve dayanmamla kapı gıcırtılı sesi ile korku filmlerinden çıkmış gibi açıldı. İkizler sesi duyunca tüm dikkatleriyle bu tarafa döndüler. Beni görünce Daniel bastı küfürü "siktirtme belanı Beomgyu ne halt yiyorsun burda?" Eee ben bu lafların altında kalır mıyım hiç? Tabii ki hayır ben de açtım ağzımı "hayvanat bahçesinden iki ayı kaçmış onları arıyorlarmış bende yardım edeyim dedim ve buldum sanırım" Alayla sırıtmamla ikisi de öfke çanağına dönmüştü. Günlük dozumu aldığım için yavaştan yavaştan kaçmaya karar veridim "her neyse ayılar mâlum benim dersim var siz gibi boş olmadığım için derse gideceğim sonra devam ederiz" Arkamı dönüp gidecekken "merak etmeyin konuştuklarınızın hiçbirini duymadım" dememle ordan koşarak uzaklaşmam bir oldu. Arkamdan bağırdıklarını duyabiliyordum ve açıkçası mutlu olmuştum. Onları böyle kudurtmak hoşuma gidiyordu.

Sınıfımın kapısını açtım ve onlara dil çıkardıktan sonra içeriye girip kapıyı kapattım. Şanslıydım ki hoca daha gelmemişti. Yerime geçerken tüm gözler üstümdeydi. Şöyle bir sınıfa baştan sona baktım herkes tuhaf tuhaf bana bakıyordu. Aldırmadan yerime oturdum. Zaten birkaç dakika sonra hoca da gelmişti. Hocanın gelmesiyle benim de uyku saatim gelmiş oldu.

-

"Beomgyu sunbae-nim Huening Kai önceki teneffüs alelacele okuldan gitti ve sana söylememi istedi. Merak etmeyecekmişsin kötü bir şey olmamış"

Karşımdaki çocuğa kafa sallamakla yetinip elime telefonumu aldım. Kai'a bir mesaj atıp telefonu geri kapattım. Kesinlikle iyi bir şey olmamıştı. Buna adımın Beomgyu olduğu kadar emindim.

Telefonun titremesiyle hemen ekranı açtım. Tahmin ettiğim gibi Kai mesaj atmıştı. Mesajda annesinin sağlık kontrollerinin olduğu yazıyordu bu yüzden erkenden gitmesi gerektiği yazıyordu. Açıkçası endişelenmiştim, Kai'ın annesinin kronik rahatsızlığı vardı ve ayda bir kez kontrole gidiyordu. Bugün de o gündü sanırım.

Kai erkenden gidince tüm plan suya düşmüştü önemsizdi aslında Kai'ın annesinin sağlığından önemli değildi. Daha sonra bu planı yürürlüğe koyabilirdim.

Telefonu kapatıp çantamın içine attım ve bugünün çabucak bitmesini diledim.

-

Kai-Beomgyu


cchoi.gyu;
Kai, annenin durumu nasıl?



kai.ning;
Hyung kusura bakma seni de öylece bıraktım




cchoi.gyu;
Önemi yok Kai annenin sağlığı daha önemli. Bir daha bunun için özür dilersen seni döverim ona göre.




kai.ning;
Peki hyung
Ve annemin durumu iyi bir sorun yokmuş.




cchoi.gyu;
Huh rahatladım.
Sen birden öyle gidince kötü bir şey oldu zannettim.
Anneni benim yerime çok çok öp.




kai.ning;
Tamam hyung
Yarın okulda görüşürüz



cchoi.gyu;
Görüşürüz

(Görüldü-18.20)


*

***


choi twins | yeongyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin