"Benim mesaim bitti Hyung," siyah saçlıya bakarak ceketini giydi. "Çıkıyorum."
Başını salladı ve giden Jungkook'un arkasından baktı. Yarın ingilizce sınavı olduğu için diğer partı almayı kabul etmişti Yoongi, kesin sabaha kadar sikik ve durmayan müzik yüzünden beyni patlayacaktı ama çoktan olmuştu her şey.
Kalkıp tezgaha ilerledi. Yıkanmış bardakları silmek için bez aradı etrafında. Bardakları silmeye başlarken hemen sağ tarafında önünde ölene kadar içki içen adama yüzünü buruşturup baktı. Etraf iğrenç kokuyordu ve müzik, sanki içinde çalıyormuş gibi sesliydi. Kabul ettiği için pişman olmuştu biraz ama yapabileceği bir şey yoktu, Jeon o sınava katılmasaydı sınıfta kalacaktı, bunu istemezdi.
Eh, en azından Namjoondan para alabilecekti.
Bardakları bitirdikten sonra kalkan adamın bardağını alarak temizledi. İleri masadaki çoğu kişinin gözleri üzerindeydi, lanet beyaz teninin onların aletlerini kaldırdığını biliyordu, becerilmeden buradan kurtulursa uzun zamandır şükretmediği tanrıya şükredecekti. Onlarla göz göze gelmemeye çalıştı.
Sağ masadaki genç oğlanın ona bakıp dudaklarını ısırırken sertliğine dokunduğunu fark etti. Başını diğer tarafa çekip iç çekerken ensesini kaşıdı. Gerçekten iğrençti.
Telefonunu alıp uzun sandalyeye oturmaya çalıştı, lanet boyu, altındaki demire basıp sonunda çıktığında kıkırtı duydu köşedeki kızdan.
"Ne gülüyorsun?"
"Çok tatlısın." Göz kırptı kısa saçlı kız.
"Sanki senin boyun çok uzun." Kaşlarını çatıp kollarını birleştirdi Yoongi. Jeongyeon onun yanağından bir makas aldı.
Hafifçe itilince kıkırdadı, "Tamam bir daha yapmayacağım."
"Niye geldin, daha doğrusu Dongyeon seni nasıl saldı?"
Dudaklarını büzdü, "Sevgilisiyle ilgileniyor." İki parmağını birleştirip bükerek konuştu.
"Onun uzun ilişki adamı olduğunu düşünmüyorum."
"Bilmiyorum. Jung onu değiştirdi gibi, yanında tamamen garip birine dönüşüyor," yüzünü buruşturdu Jeong. "Sövgölöm bögön nösölmöş?" Sesini incelterek taklidini yaptı.
Omuzları sarsılana kadar dediklerine güldü Yoon. "Neyse ben de bir çıtır bulayım, sıkılmam en azından." Yoonginin yüzünün düşmesine karşı kıkırdadı. "Düz olmasaydın seni de becerirdim ama-"
Kafasına geçirdiğinde geri çekilip kıkırdadı. "Yapay penis iğrençtir eminim ki." Kusar gibi yaptı Yoon.
"Ne bekliyorsun penis çıkarmamı mı? Onunla yetiniyorum işte."
"İğrençsin."
Jeonyeon kıkırdayıp saçını geriye doğru attı,
etrafa bakıp gözleri kocaman bir şekilde Yoon'a döndü. "Bayağı bir talibin var, adamlara bakılırsa ilkini burada verecekmişsin gibi gözüküyor.""Siktir git, Jeong lütfen." Katlanamaz bir şekilde elini gitmesi için salladı. Jeong gidecek gibi gözükmüyordu ama tezgaha birinin gelmesiyle kulağına eğilip "İlkini verirsen bana da anlat," deyip kaçarak uzaklaştı.
Çapkın bakışlı gence döndüğünde sabır diledi içinden. "Ne istersiniz?"
"Seni."
Göz devirmemek için kendini tuttu. İçinde kalan sabır kırıntısıyla sordu."İçecek?"
Kıkırdadı genç, "En ağırından."
Yeni rakı çıkarıp uzun bardağa doldururken gencin masada parmaklarıyla tutturduğu aptal ritmi bitirmesini bekledi.
Bardağı ona uzatıp Taejoon'un getirdiği bardakları aldı ve yıkayıp sararmış bezle silmeye başladı.
"Burada yenisin anlaşılan?"
Gözlerini kırpıştırıp cevap vermedi. Diğeri ise kaşlarını kaldırmış merakla ona bakıyordu.
"Daha önce seni görmemiştim."
Bardağı sertçe bırakıp diğerine geçti. "Konuşmayı unuttun galiba?"
Derin bir nefes verip sert bakışlarını onun gözleriyle birleştirdi. Sonra ise diğer tarafa dönüp kutudaki içkileri yerleştirmeye başladı.
"Kalçan bakıp sertleştikleri kadar iyiymiş." Hak verir gibi mırıldanıp başını salladı.
"Şunu keser misiniz?" Kaşlarını çatıp ayağa kalktı Yoon.
"Neyi?" Yüzünde alaylı bir sırıtış belirmişti. Gözlerini Yoongi'nin üzerinden çekmeden içkisinden birkaç yudum aldı.
Boş verip geri yerleştirmeye döndü Yoon, sonunda sustuğu için rahattı. Cam sesi geldiğinde ona baktı. "Bir daha."
İç çekip dolaptan şişeyi getirdi ve onun bardağını doldurdu."Bence odaya geçmeliyiz."
Yüzünü buruşturdu Yoon, Jungkook, neden gay barda çalışıyordu ki?
"Konuşacak mısın?"
"Düzüm." Konuşmayacağını düşündüğü için afallamıştı karşısındaki oğlan.
"Anlamadım?"
"Çüklerden hoşlanmıyorum." dedi bardağını bakışları gibi sertçe sarı saçlının önüne koyarken.
Sandalyede geriye doğruldu genç ve kollarını birleştirdi. "Hep öyle derler." Kıkırdadı ve imalı bakışlar attı."Sana hiç almadığın kadar zevk verebilirim." Kaşlarını iki kez kaldırdı.
Derin bir nefes verdi ve gözlerini kısa süreliğine kapattı Yoongi."İstemiyorum, sadece içkini iç ve siktir git."
"Hah" histerik gülüşü duyulurken Yoon onun yüzüne baktı. Yanağını diliyle ittirdi sinirli genç.
Siyahi bir adam ona seslenirken sarı saçlı arkasına dönüp adama geleceğini söyledi ve tekrar siyah saçlıya döndü. "Beni düşünürken mırıldanırsın diye söyleyeyim, İsmim Jimin." Gülümseyip göz kırptı, masaya rastgele çıkardığı parayı bırakıp sandalyeden kalktı.
Göz kırpıp uzaklaşırken Yoon, arkasından bakakalmıştı.
Sikik gayler..
*
Bu fic konusu çok hoşuma gitti
Ve yazmak istedim umarım beğenirsiniz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sex until love
FanfictionBarda karşılaştığı adamla tesadüfen bir daha karşılaşıp tanışan Yoongi, onun teklifini kabul etmişti. Bottom Yoongi Top Jimin