Bölüm-1

4K 53 36
                                    

Camdan dışarıya bakıyordu. Canı sıkkın olduğu zamanlarda buradan dışarı bakmayı alışkanlık haline getirmişti. Ve bu aralar canını sıkan şeyler hatırı sayılır derecede artmıştı.

Bahar gelmişti. Havalar ısınıyordu ve artık erimekte olan karlar ve buzlar Tarbus Nehrini taşma derecesine getirmişti. Bu da nehri taşımacılık ve ticaret için kullanan köylüleri zorlamaya başlamıştı. Çünkü nehir yükseldikçe sallarına binmek ve yüklemek için kullandıkları iskeleler görünmez oluyor, bu yüzden de insanlar sal ile yolculuktan vazgeçmek zorunda kalıyorlardı.

Bunun tek çözümü ise karadan uzun ve tehlikeli bir yolculukla ticareti veya taşımacılığı devam ettirmekti. Ancak bu durumdan yararlanmayı kendine huy edinmiş bazı haydutlar, yolda insanları soyuyor veya direnenleri öldürerek mallarını çalıyorlardı. O kadarki artık Wensley Köyü'nü maddi sıkıntılara sokacak kadar fazlalaşmıştı. Bu da kaçınılmaz olarak halk arasındaki söylentilerin başlamasına sebep oldu. Artık köylüler Baron Arald'ın yaşlandığını, tembelleştiğini, o kadar ki bir avuç haydutu bile durduramayacak kadar acizleştiğini mırıldanıyorlardı ve bu da onu kızdırmaya başlamıştı. Düşünmeye başladı. Bir düzine asker gidip hepsini alt ederdi etmesine ancak haydutlar ormanda saklandıkları için askerleri yol alırken görüp hemen tedbir alır hatta bir pusu kurup hepsini öldürebilirdi bile. Baron Arald askerlerini boşu boşuna yorup ölüm tehlikesiyle karşı karşıya bırakmayacak kadar akıllı bir liderdi. Bunun için de yapılabilecek tek şey Orman Muhafızları'nı onların arasına gizlice sokmaktı. Ve Will de bu iş için biçilmiş kaftandı. Madelyn de eğitiminin bu bir buçuk yılı içerisinde gerçek bir Orman Muhafızı olabileceğini kanıtladı. Ve Will'in yanında da güvende olacağı aşikârdı.

Rahat ahşap koltuğundan kalkıp cama iyice yaklaştı ve güneşin konumunu inceledi. Saat daha çok erkendi. Sakalını sıvazladı -Artık çoğu baron arasında moda olduğu için o da ufak bir topsakal bırakmaya başlamıştı.- ve Will'i ne zaman yanına çağıracağını düşünmeye başladı. Aslında ilk önce Halt'a danışsa çok daha iyi olacaktı ancak Halt şu aralar farklı baronlukları geziyor ve emekliliğinin tadını çıkartıyordu. Aslında gezmesini Leydi Pauline ile yapacaktı ancak Leydi Pauline onunla gelmeyi reddedip "Beni çocukça işlerine ortak etme, ben hala iş sahibi bir bayanım. Senin gibi boş işlere harcayacak vaktim yok." diye takılmıştı. Tabiki Halt ona hiçbir cevap verememişti. Zaten hiçbir zaman verememişti diye düşündü Baron Arald.

Birden Halt'un burada olmamasının daha iyi olduğunu düşünmeye başladı. Çünkü Will'in Redmont'a atandığı ilk yıllarda şatonun resmi Orman Muhafızı Will olmasına rağmen Baron Arald olumsuz bir durum olduğunda Will yerine - büyük ihtimalle çok uzun süre Halt ile iş yaptığı için alışkanlıktan - Halt'a haber veriyordu. Bu da Will'in kendisini -çıraklığının son yıllarında sıklıkla olduğu gibi- yetersiz görmesine sebep oluyordu. Will'in ciğerini bile bilen Halt bunu farketmiş ve Baron Arald'ı uyarmıştı. ancak Baron Arald yinede bazen bu diyaloğu unutup önce yine Halt ile görüşüyordu. Bunları düşününce utandığını hissetti. Kafasını sallayarak aklından bu düşünceleri çıkartmaya çalıştı.

Odasının kapısına dönüp sekreterine seslendi. Will'i çağırtmanın vakti gelmişti.

                                                                     ***

Will, hafif bir sesin kulağına geldiğini hissetti. Ve bu sesle anında uyanmıştı. Yılların verdiği Orman Muhafızı içgüdülerinden sadece birisiydi. Saat daha normalde düzenli olarak kalktığı saatten bir saat kadar erkendi. Onu neyin uyandırdığını düşünmeye başladı. Yinede tehlikeli bir durum olmadığını biliyordu. Çünkü Sakar ve Çekici bir uyarıda bulunmamıştı ve Esmer'den de ses seda çıkmamıştı. Bu yüzden buna aldırış etmemeye karar verdi. Çok bilindik bir Orman Muhafızı numarası olan uyuma taklidini bıraktı. Çok ağır hareketlerle arkasına döndü. İlk duyduğudan sonra hiçir ses duymamıştı. Erken kalkmıştı ve uyuması için daha bir saat vakti vardı. Tam yastığa kafasını koydu ki ince bir kahkaha sesiyle irkildi. Sesin nereden geldiğini anlamaya çalışırken odanın köşesindeki karaltının aslında pelerinine sarınmış olan Maddie olduğunu o zaman fark etti. Kukuletasını geriye atan Maddie ona alaycı bir tavırla bakıyordu. Kahkahaları azcık durulmuştu ancak hala kıkırdıyordu.

Gölgelerin Efendisi 13: İsyanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin