2. Bölüm

66 5 5
                                    

Sabah annem beni uyandırmaya geldiğinde.

-Ne oldu oğlum ağladın mı sen dün gece gözlerin kıpkırmızı, dedi. Bir şey diyemedim. Ne diyebilirdim ki anneme. Babamdan kalan mektubu kaybettim mi diyecektim. Babamın mektubunu düşünüyordum ama sevdiğim kızı da unutmamıştım. Konuşup onu tanımak istiyorum. O gün Ramiz Amca’nın kızı Cansu2nun nişanı vardı. Cansu benim dördüncü kardeşim gibidir. O da beni abisi yerine koyar. Dedim ya Ramiz Amca2nın oğlunun hırsız olduğunu bulduğum zamandan beri beni oğulları gibi görürüler. Başta gitmeyeyim mi diye düşündüm. Ne saçmalıyordum kardeşim dediğim kız nişanlanıyordu ben yanında olmayacaktım. Bu fikri düşündüğüm için bile kendime kızdım. Giyinip evden çıktık. Ramiz Amcalar2ın evine vardık hemen. Evleri bizim evimize fazla uzak değildi. Kapıyı Cansu açtı. Beni görünce Burak abi bende seni bekliyordum diyip sarıldı. Annemlerle birlikte içeri girdik. Ramiz Amca ne kadar zengin olsa da sadeliği seven bir insandır. Cansu da babası gibidir. Onun için nişan töreni kendi evlerinde sessiz bir şekilde oldu.

Ertesi gün işe gittim Ramiz Amca da gelmişti. Hala üzgündüm Ramiz Amca:

- Ne,   oldu evladım dünden beri tadın tuzun yok, dedi. Kimseye söylemek istemediğim için Ramiz Amca’ya da söylemedim gerçeği. Hastayım biraz diyip geçiştirdim. Ramiz Amca:

- Dün burayı biri aramış. Cüzdan buldum demiş, dedi. O an Ramiz Amca bana biraz sert bir tavırla:

- Sen cüzdanını kaybettin bana söylemiyorsun, dedi. Hemen Ramiz Amca2dan arayan kişinin numarasını alıp aradım. Telefonu açan kişinin sesi tanıdık geldi bana ama fazla bir şey konuşmadan buluşmak istediğimi söyledim. Verdiği adrese hızlıca gittim. Cüzdanı ve mektubu alacağım için çok mutluydum. Ama cüzdanımı bulan kişiyi görünce sevincim bin kat arttı. Cüzdanımı bulan âşık olduğum kızdı. Hem konuşma fırsatı da bulacaktım sonunda. Hemen selamlaşıp oturdum. Bir kez daha mahcup olmuştum ama umurumda değil. Konuşmaya ben başladım.

- Cüzdanımı bulup haber verdiğin için çok sağ ol, dedim. Bana bakıp:

-  Bu aralar sürekli karşıma çıkıyorsun. Bu sefer şaşırmadım cüzdanı düşüren kişinin sen olduğuna. Yahu nasıl bir insansın. Geçen gün bir teyzenin ölümüne sebep oluyordun. Bir gün sonra gecelikle karşıma çıktın, şimdi de cüzdanını kaybettiğin için karşımdasın, dedi. Benimde sorularım vardı ama soramıyordum. Önce sana cevap vermeliydim. Ama ne diyecektim sana âşık oldum, aşkından şaşkına döndüm mü diyecektim. Tabiî ki böyle diyemezdim.

- Ya asılında ben böyle biri değilim bu aralar hayatım değişiyor, dedim. Cevabımı kısa tutuyordum çünkü her an kalkıp gitmenden korkuyordum. Sıra bendeydi:

- Asıl sen neden bana o gün öyle kızdın, dedim. O da aban:

-Sana nedenini anlatamam, hem daha tanışmıyoruz bile, dedi. Bende elimi uzatıp tanışalım dedim. Aslında sert biri olduğunu düşünüyordum ama öyle biri değilmiş. O da elini uzatıp adsını söyledi. İşte ilk defa duyuyordum adını. Kimdi benim günlerdir düşündüğüm, aşık oldum dediğim kişi kimdi.

-Adım Nur, dedi. Demek Nur’du adı. Ne güzel bir adı vardı. Bazı kişiler isimleriyle özdeşleşmiştir. Nur da onlardandı. Sanki nurdan yaratılmıştı. O güzel gözlerini, bembeyaz yüzünü ilk defa bu kadar yakından görüyordum. Hele o saçların. Saçların ne güzel olmuştu o gün. İlk defa saçları topuz yaptığını gördüm. Gerçi bu seni üçüncü görüşümdü ama neyse. Senin adın ne dedi. Bende Burak dedim. Ama hala cevap alamamıştım. Neden bana o kadar kızmıştı o gün. Kızmakta haklıydı ama biraz aşırıya kaçmıştı. Sorumu tekrar sordum ve anlattıkların yüzünden az kalsın ağlayacaktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 04, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İLK BAKIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin