Arka koltuktaki kız bağırmayı kesmeyecekti. Siyah saçları ve dehşetle açılmış kahverengi gözleri vardı. Belki de çok hoş biriydi. Ama Griffin bundan emin değildi. Tek emin olduğu şey, şu an onun çok büyük bir sorun olduğuydu. Çıldırmış gibi olmasına rağmen, kendisini düşünmeye zorladı. Neyse ki yakınlarda kimse yoktu. Eğer durup izin verse -ki bu kızın çok istediği bir şeydi- kız ilk gördüğü kişiye çığlıklar atarak koşacaktı. On dakika içinde, belki de daha az bir sürede, yakalanacaktı. Ve sonra da polisler doğal olarak onların evine doğru gidecek ve her şey aydınlanacaktı. Sonra da hepsi hapsi boylayacaktı. Hem de muhtemelen uzunca bir süre. Yavaşlamak yerine, park yerinin en ucundaki çıkıştan çıkarken daha da hızlandı. Bu kızın dengesini bozmuştu. Kız kafasını tak diye cama vurunca, o da birden irkildi. Şimdi sadece içgüdülerine göre hareket ediyordu. Be içgüdüleri ona olabildiği kadar uzağa gitmesini söylüyordu.