U.G.L.Y :(U Gotta Love Yourself:)

16 1 0
                                    

Nereye gideceğini bilmiyor. Ney yapması gerektiğini ya da kimi dinlemesi gerektiğini. Kendini hiç bir zaman duyamadı ama şimdi sandığından daha farklı bir şeyler onu bekliyor.

Sabah annesinin alarmı üzerine uyandı. O kadar umutsuzdu ki gelecekteki kendinden... Her zaman hayatı boşuna yaşadığını düşündü.
Aynanın karşısına geçip kendine ve üstündeki üniformasına baktı. Saçlarını düzeltti ve çantasını alıp aşağıya indi.
*Annesi*
Artık eskiden olduğu gibi her şeyi boş veremezsin Jungkook. Biliyorum, zor ama biraz etrafına bak ve neyin nasıl olduğunu anla. Her zaman kendini düşünemezsin.
*Jungkook*
Kahvaltıyı okulda yaparım, görüşürüz.
*Annesi*
Jungkook dur bir şey yemeden gitme!

Ama gitti. O her zaman kafasının dikine giden bir çocuk olmuştu. Bilerek ya da bilmeyerek de olsa bencil davranırdı bazen. Sorumsuz olurdu, nereye gideceğini bilemezdi. Hayali var mıydı, kendisi de bilmiyordu. Yarını düşünmezdi ya da dünü unuturdu.

Onunla aynı yoldan giden bir çok öğrenci var. Arkasından onu takip eden kızlar umrunda bile değil. Okula vardı ve tam önünde durdu okulun. Zaman sanki durmuştu onun için. Herkes ilerlerken o öylece duruyordu, sebepsizce... Ve birden ağlamaya başladı. Neden böyle davranıyordu? Bazıları onu görmezden gelip yanından geçip gidiyor, bazıları ise onunla dalga geçiyorlardı:
- Hey! Şu bebeğe bakın bi! Nasıl da ağlıyor anneciğinden ayrıldığı için. *gülüşme sesleri*
Belki de düşünmeye başlamıştı kendini, hayatını... Anlamıştı ne kadar acınası bir halde olduğunu. *İnsanlar, kendilerini ve geleceklerini dört duvar arasına sığdırılmaya  çalışıldığı bir yerde; bu kadar aptal insanlarla aynı ortamda bulundurulmak zorunda mı?* diye düşündü içinden. Böyle düşündüğüne aldanmayın, okul hayatı boyunca hep başarılı  oldu. Ama burası yeni ve farklıydı. Uzun yıllar boyunca aynı mahallede yaşadı ama farklı arkadaşları olacaktı ya da belki de hiç olmayacaktı. Bilmiyordu. Farklı insanlar, farklı okul ve farklı dersler... Bunları düşünüp ağlıyor ya da kendi hâline üzülüyordu. Kendini  anlaması çok geç sürmüştü çünkü her şeyi, gerçek  dünyayı görünce anladı. Bu denklemleri kafasında dünyaya yeni gelmiş bir bebek gibi kurmaya çalışıyordu. İşte tam şimdi birisinin ona yardım etmesini istiyordu. Tam gözyaşlarını silip bir adım atacakken okula doğru, omzunda bir el hissetti.
Bir an kaçırılacağını falan düşündü ama sonrasında o elin sahibi önüne geçti Jungkook'un. Tanımıyordu.
- Selam, ben Kim Namjoon. Üçüncü sınıfa gidiyorum ve belki tanışabiliriz.

Jungkook ne diyeceğini bilmiyordu. O kadar hassas bir zamanıydıki.
*Jungkook*
Eeee... Ben Jeon Jungkook. İlk günüm.

Bunu büyük bir kararsızlıkla söylemişti.
*Namjoon*
Memnun oldum Jk. Farkındayım, yenisin diye dalga geçiyorlar ama boşver onları. Gel ilk ders başlayana kadar kantinde sana bir şeyler ısmarlayayım.

Jungkook böyle şeylere alışık değildi ama kendini çaresiz hissettiği için mecburen "Tamam"  dedi.

Kantine doğru yürüdüler. Okulun atmosferi Jungkook'u rahatsız etmişti. Zaten titiz birisiydi. Ama Namjoon koca bi üç senedir burada okuduğu için alışıktı.
Kantine girerken tüm kızların gözleri Jungkook'un üzerinde olduğu için diğer erkekler ona çok sinir olmuştu ve Jk bir kaç kişinin şöyle konuştuğunu duydu:
- Ya abi gelir gelmez bu nedir ya! Tüm kızları üstüne çekiyor resmen herif!

-Evet ya. Yemin ediyorum kıskanayım mı yoksa kabulleneyim mi bilmiyorum.

- Susun lan! Başlatmayın şimdi. Şu veleti büyütmeyin bu kadar, sonra götü kalkar da uğraşamayız. Dua edin de gitsin.

Jungkook rahatsız olmuştu çünkü hayatı boyunca hiç bu şekil konuşmaların başrolü değildi. Eskiden de kızlar onu severdi ama kimse ondan sırf bu yüzden nefret etmezdi. Sevilmesini kıskanıyorlar ve bunun ilerde de olabileceğini görebiliyorum.

*Namjoon*
Eee anlat bakalım, nerelisin?
*Jungkook*
Busan'lıyım. Yani orada doğdum. Sen?

Çekinerek konuşuyordu.

- Ben Seul'danım.

Jungkook'un kafasında bir şey dank etmişti. Sanki böyle birisini duymuştu. Hem Seul'lu hem de adı Kim Namjoon... Bi anda yerinden zıpladı!
-Sen şu bilgi yarışmasını kazanan ve rap söyleyen çocuk değil misin?

Namjoon gülerek, "Evet, oyum. Görünüşe göre bir hayranım çıktı."

Jk bir yandan şaşkın ve bir yandan da mutluydu. Sadece Jungkook mu onun hayranıydı ve yayınladığı şarkıları sadece o mu seviyordu? Jungkook ona sorar gözlerle baktı ve Namjoon sonunda ona açıkladı.
-Bazen hayranlarının olması için yakışıklı olmak lâzım. Baksana etrafıma, kimse gözlerini senin önünden ayırmıyor.
Dedi ve kıkırdadı istemeyerek. Jk ilk başta Namjoon'un dalga geçtiğini düşündü ama ses tonundan şaka yapmadığını anlamıştı bile. Korkuyla sordu:
Şey... O yüzden mi gözlük takıyorsun?

Namjoon çiğnemesini durdurdu ve Jk durumu düzeltmek için kendini açıkladı.
-Yani sakın yanlış anlama. Televizyonda olan ve rap yapan herkes beğenilir.
*Namjoon sırıtarak*
Bir şeyi atladın Jk. Televizyonda olmak, rap yapmak ve iyi görünmek.

Jungkook:
-Ama sen zaten iyi görünüyorsun Namjoon hyung!

*Bunu duyan çevredekiler güler ve Jk'in espiri yaptığını düşünerek ona istemsizce alkışlar yollarlar.*

Ama Jk o sırada her şeyi mahvettiğini düşünerek Namjoon'dan özür dilemeye çalışır.
-Hyung, ben gerçekten üzgünüm. Dalga geçmedim, sadece kendi görüşümü söyledim ama yanlış anladılar. Lütfen beni affet.

Namjoon masadan kalkar ve bahçeye gider. Jk de onun peşine takılır. İkisi de bir banka oturur ve bir süre sadece öylece sessizce otururlar. Ama Namjoon bu sessizliği bozar:
-Gerçekten çirkin olmadığımı mı düşünüyorsun?
-Değilsin ki zaten. Bir insanın çirkin olup olmadığına nasıl karar verebilirim? Sana çirkin diyenler ne kadar güzel ya da yakışıklı?
-Bilmiyorum ama baksana onlara! Ne kadar çekici gözüküyorlar...
-Hey, hadi ama! Aynı olsaydık kim kime çirkin diyebilirdi? Görmüyor musun, herkes kendini üstün görüyor. Kendine gel, sen Kim Namjoon'sun!
*Namjoon güler*
-Adım o kadar büyük bir önem taşımıyor.
-İnanıyorum, sen bir gün istediğini başaracaksın.
-Sen de küçük adam! Hahahaha.
-Ne istediğimi bilmiyorum.
-Peki ne istemen gerektiğini biliyor musun? 
*Zil çalar*

   MERHABA!!! Yazdığım İlk
Hikayemin ilk bölümüydü. Aslında yapmak ve ortaya çıkarmak istediğim şey, olayları gerçeğinden kendi kafamda kurduğum olaylarla ve yaşantılarla yer değiştirmek ama tabii ki de gerçeklikten dışarı çıkmayacak bir şekilde. Onların hayatını yazıyor olmak beni iyi hissettiriyor ve umarım okurken daha iyi anlarsınız, onları seversiniz. Yorum yazıp beğenirseniz çok mutlu olurum. Seviliyorsunuz veee şimdilik bb💜💗🌷
             

BANGTAN BOYS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin