Zil çaldıktan sonra sınıflarına giderler. Namjoon 11-A sınıfındadır. Jungkook ise 9-J'dedir. İlk derste sadece klasik tanışmalardan oldu.
Her sınıfın öğretmeni bir duyuruyu açıkladı: "Yeni yıla özel çevredeki okullarla birlikte bir anlaşma yaptık gençler. Senemizin daha verimli geçmesi ve motivasyon açısından eğlence ve yeteneklerinizi öğrenmemiz amacıyla, diğer okullardan öğrencilerle birlikte ufak bir yarışma yapmayı planlıyoruz. Katılmak isteyenler vereceğim formu doldursun lütfen. Katılmayacaksanız 'katılmıyorum' yazan kısmı işaretleyin."Jungkook ne kadar kararsız kalsa da 'katılmıyorum' kısmını işaretledi. Daha ne yeteneği olduğunu bile bilmiyordu. Ne yapacağını bilmiyordu. Kendini değersiz görüyordu. Demlenmesi gerekti.
İlk dersten çıkınca Namjoon'un yanına gitti.
-Senin için bol şanslar!
Namjoon:
-Hadi ama! Herkes yapabildiği bir şeyler olduğunu söylerken, sen böyle geri mi çekileceksin? Kendini göstermek zorundasın.
-Bilmiyorum, daha ne yapıp yapamadığımı bile bilmiyorum.
-İllaki vardır. Kendini dinle. Hayalini kurduğun bir şey yok mu? Daha az önce bahçede bana hayat dersleri veriyordun!
-Düşünmem gerek. Son tarih 10 Eylül. Daha 10 gün var.
Derken Jungkook'un kafasına bir şey dank etti. Bu gün onun doğum günüydü, bir insan nasıl doğum gününü unutabilirdi?
Jk gözleri kocaman açık bir şekilde Namjoon'a baktı:
-Bugün benim doğum günüm!
Namjoon gülerek:
-Yani kendi doğum gününü unuttun? Senin gibisini ilk kez görüyorum.
-Nasıl unuturum bilmiyorum ama zaten... o kadar da önemsemiyorum.
-Artık biraz daha büyüdüğüne göre kararlarını kendin verebilirsin. İyi düşün evlat!
Jk, Namjoon'un bu şakasına gülemeden edemedi. Ama gerçekten de öyleydi... Daha tanışalı iki saat olmasına rağmen birbirlerini benimsemişlerdi. Namjoon ona baba gibi davranıyordu.
-Merak etme hyung! Benim için en iyi olan kararı ben veririm.
-Öyleyse, senin için daha iyi.
~~~~~~~~~~
Ertesi gün Jungkook dünkü kararından vazgeçmiş gibi okula adımlarını sert sert basarak geldi. Artık daha çok kararlıydı.
Bahçede yanlız oturan Namjoon'u gördü ve ona doğru hızla yürüdü.
-Hey, Hyung!
Jk'in sesini duyan Namjoon, sanki yıllar sonra çocuğuna kavuşacak bir baba edasıyla başını kaldırıp ona umutla baktı. Jungkook'u mutlu ve özgüvenli görmek onu gururlandırıyordu.
-Galiba fikrin değişti.
-Evet hyung, dün çok düşündüm. Az uyumama rağmen hala yakışıklı görünüyorum. Müdüre gidip yeni bir form isteyeceğim.
Namjoon gülümseyerek:
-Senin adına sevindim Jungkook. Ben de tüm gece cevabını bekledim. Umarım istediğin yere gelebilirsin.
-Umarım, sende...Herkes sınıflarına gider. Namjoon okulun ineğidir. Zekasıyla tüm öğretmenlerinin beğenisini alsa da bu ona yetmiyormuş gibiydi. Göstermese de bu onun özgüvenini kırıyordu. Ama Jungkook'un bundan etkilenmesine izin veremezdi.
Derste hocalar öğrencilerin sorusuna katlanamayıp biraz daha detay verdiler.
"Çocuklar, son kez açıklayacağım ve bir daha soru istemiyorum. Bu programa dahil olan üç lise var. Birincisi bizim lisemiz. İkincisi de üst mahalledeki erkek lisesi. Oranın müdürü ile arkadaşız ve ondan bu programa katılmalarını ben rica ettim. Üçüncü lisemizde yan taraftaki özel lise. Eğer fikrini değiştirmek isteyenler varsa, 5 Eylül'e kadar vaktiniz var. Bu sabah bir kaç öğrenci değiştirdi. Yanıma gelip form istemeniz yeterli olacaktır. Şimdi derse devam edelim."Jungkook teneffüste aşağı inip panodaki bilgilendirme kağıdından daha fazla bilgi okudu. Okudukça daha da çok heyecanlanıyor ve geriliyordu. Namjoon onu uzaktan izliyordu ve sonunda onun bu haline dayanamayıp onu teselli etmek için yanına gitti çünkü jk gerçekten ağlayacak durumdaydı.
-Neyin var Jk? Neden endişeleniyorsun? Sen burda yazanların daha fazlasını yapabilirsin.
-Biliyorum ama okulun önünde şarkı söyleceğimi düşündükçe karnıma sancılar giriyor.
-Tamam, gel otur şöyle.
*Yanına bir sandeyle alır*
-Bak, sakin olman gerekiyor. Diğerleri bile ne yapabildiğinin hala farkında değilken senin bu şekilde davranman sadece kendine zarar. Endişelenme.
-Haklısın hyung ama ya yapamazsam?
-Ya yaparsan?
...
-Şimdi ağlamayı kes ve git yemek ye. O zaman mutluluk neymiş görürsün.
*Sırıtarak*
-Tamam ama söz ver. Hiç bir sorun olmayacağına dair söz ver.
-Ben söz veriyorum ve sana inanıyorum . Ama en önemlisi, sen kendine güveniyor musun?
-Yemek yiyince söylerim.
*Gülerek*
-Tamam, hadi git.
~~~~~~~~~~~
Son derse girerken müdürün anons sesi gelir:
-Yetenek programına girecek tüm öğrenciler konferans salonuna gelsinler!x2
Namjoon ve Jungkook hemen birlikte yukarı çıktılar.
Müdür öğrencilerin susmasını bekledi ve herkes sessiz olunca konuşmasına başladı:
-Az önce müdür yardımcımız bize yeni bir haber verdi. Bu sizin için eğlence ve yarışmadan daha fazlası olacak. Bu artık bir gelecek meselesi. Yapacağımız yarışmayı duyan küçük bir müzik şirketi bize kısa sürede ulaştı ve seçilen öğrencileri, stajyerlik için tekrar bir sınavdan geçirecek ve bu sizin hayatınızı tamamen değiştirecek.Herkes birbiriyle konuşmaya çoktan başlamıştı bile. Jungkook ne tepki vereceğini bilmiyordu. Şans ayağına
gelmişti. Hem şaşırmıştı, hem mutlu olmuştu, hem de gerilmişti. Namjoon'a baktığında o da ondan farksızdı.
Müdür tekrar konuşmasına devam etti:
-Şirketin yetkilileri 9 Eylül'de gelip kısa bir teftiş yapacak ve ertesi gün de yarışma için tekrar gelecekler.Şimdi herkes daha da heyecanlanmıştı. Bunun üstüne Jungkook kaskatı kalmıştı. Namjoon Jungkook'a bakıp gülümsedi. Onun hakkında daha iyi düşünceleri vardı. Jk'in nasıl hissettiğini sezebiliyordu.
Salondan çıktıklarında başka insanlar olabileceklerini nasıl bilebilirlerdi? Bilemezlerdi... kimse bilmiyordu.
Artık değişme vakti gelmişti. Her şey değişiyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANGTAN BOYS
General FictionBu ilk hikayem ve bunun için de hayatımda en büyük yere sahip olan insanların nasıl bugüne kadar geldikleri ile ilgili-biraz da kendi hayal gücümle renklendirmeye ve farklı bir şey ortaya çıkarmak için- yazacağım. Jungkook'un yeni liseye geçişi ile...