Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
kelepçe...
Yeter, Mimoza, Gonca, Beyza, Sultan, Zeyno, Merve... Ve diğerleri... Bir avuç kader mahkumu kadın!
"Büyük konuşmasın hiç kimse! 'Böyle bir olay benim başıma gelmez!' demesin. 'Asla' diye başlayan cümleler kurmasın. Hiç ummadığımız bir anda,kapkara bir çukurun dibinde bulabilirsiniz kendinizi. Tıpkı benim gibi..." diyor Beyza.
Birde Mine var aralarında. Dört duvarın dışında bambaşka bir dünyanın olduğundan habersiz, anasının yatağını, yemeğini ve günahını paylaşan, "Hiç uçurtma uçurmadım ben, Kumdan kaleler yapmadım hiç, Sokaklarda oynamadım. Çocuğum ben ama Çocukluğumu yaşayamadım!" diyen ve eksik büyüyen bir çocuk.
Her birinin ayrı bir hikayesi var. İç burkan,hüzünlü4 ama bir o kadar da heyecan verici ve çarpıcı...
Az önce kitabın arkasında yazanları size aktardım. Kısaca kendi kelimelerimle bahsedecek olursam; kitap beni gerçekten çok etkilemişti. Oradaki kadınların hikayesi beni gerçekten,içimden yaralamıştı. Hatta etkisi üzerimden bir süre gitmemişti. Eğer okursanız gerçekten etkileneceksiniz. Ama bir o kadar da hüzünleneceksiniz...
